Sonucu Daralt
Kategori
Yayıncı Kategori
Etiketler
Yayıncı
(x)Büyüyen Ay Yayınları
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 191 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Daha çok İstanbul’un her hâlini ve anını, konak ve köşklerini, semtlerini, okullarını, yiyecek-içeceğini ve sosyal hayatını yazmasıyla tanınan Sermet Muhtar Alus’un (1887-1952) hazırladığımız bu eseri, kitap olarak yayınlanmış ve yayınlanmamış bütün eserlerine göre hem üslup hem de muhteva itibarıyla farklı olmakla birlikte Sermet Muhtar’ın tarihe vukufiyetini ve ilgi sahalarını göstermesi bakımından önemlidir. Sermet Muhtar, yayına hazırladığımız risale hacmindeki bu eserinde Osmanlı Devleti’nin sadece ask
110 TL.
1893 yılında Hazar’ın doğu kıyılarından doğuda Tanrı Dağları’na ve Çin işgali altındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne ve güneyde de Afganistan ve İran sınırına kadar Rusya tarafından tümüyle işgal edilmiş durumdaki Türkistan 1917 Bolşevik Devrimi’yle birlikte yeni ve daha keskin bir kavurucu rüzgârın etkisi altına girer. Bu kavurucu rüzgârın etkisinin Türkistan ve orada yaşayan Türk toplulukları üzerinde nasıl bir etki meydana getirdiği ve o coğrafyada ne tür gelişmeler yaşandığı hemen her yerde merak konus
220 TL.
Araştırmaları ve kaleme aldığı eserleriyle popülerlik ile ilmî ciddiyeti bağdaştırabilmiş meşhur tarihçi, “Tarihi Sevdiren Adam” Ahmed Refik’in Cumhuriyet devrinde Osmanlı müverrihlerine dair yayınladığı kitapları bir araya getirerek Osmanlı Müverrihleri adını verdiğimiz bu eser, Kanaat Kütüphanesi Yayınları’nın Millî Kütüphane başlığı altındaki Tarih serisi içerisinde neşredilmiş olup yedi tanedir: • Kâtib Çelebi, Tarih serisi, No: 1, İstanbul 1932. • Naîmâ, Tarih serisi, No: 2, İstanbul 1932. • Âşıkpaşazâ
180 TL.
İnsanoğlu, kadın ve erkek olarak yaratılmıştır. Eril ve dişil yaradılış, Allah’ın takdiri ve hikmetinin tezahürüdür. Eril ve dişil bireyler, eşsiz ve benzersizdir. Cinsiyet farklılığı, birinin eksik, diğerinin tam oluşunun değil, aralarındaki dengenin ve uyumun göstergesidir. Kadın ya da erkek doğmak bir üstünlük sebebi değildir. Üstünlük, varoluş bağlamında sorumluluk bilinciyle mümkündür. Kadın ve erkek için hayattaki her eylemin ölçüsü takvadır. Kur’an’ın kadın-erkek ayrımı yapmadan her ikisine de ortak
200 TL.
Bu eser Nasîrüddin Tûsî’nin iki risalesini biraraya getiriyor. İlki Risâle der Resm ü Âyîn-i Pâdişâh-ı Kadîm-i İranzemîn. Bu risale Farsçadan İlhanîler Devri İdarî Teşkilâtına Dair Bir Risale başlığı ile Şerafeddin Yaltkaya tarından tercüme edilip Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası'nda 1939 tarihinde mütercim tarafından kısa bir değerlendirme yazısından sonra metin olarak yayımlanmıştır. Bu kitabı tamamlayan ikinci risale ise İmamet Risalesi. Bu risale Nasîrüddin Tûsî'ye ait olan Telhisü'l-Muhassal isiml
110 TL.
Eski İstanbul’da Matbuat Hayatı, Sermet Muhtar Alus’un 1931-1950 tarihleri arasında, kaleme aldığı eski İstanbul’un matbuat hayatı ile ilgili yazılarını bir araya getiriyor. Bu yazılar farklı tarihlerde Akşam, Yeni Sabah, Son Posta, Tasvîr-i Efkâr gazetelerinde ve Aydede mecmuasında yayınlanmıştır. Kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde kurşun kalem, dolma kalem, mürekkep, daktilo gibi yazı malzemelerini anlatan yazılar yer alıyor. İkinci bölüm ise Matbuata Dair Mekânlar, Kelimeler ve Darbımeseller, G
270 TL.
Yazı sahasının hemen her alanında eserler veren Tâhirü’l-Mevlevî, Türk kültürü, edebiyatı ve tarihi için son derece önemli bir şahsiyettir. Denilebilir ki onun hayatının tamamı ölümüne kadar yazmak ve okumakla ile geçmiştir. Nitekim tefrikasına başladığı kimi yazıları ancak ölümünden sonra tamamlanabilmiş ya da yarım kalmıştır. Hemen her yazısı Türk kültürü, edebiyatı ve tarihine hizmet maksadıyla yazılmıştır. O, yazılarında bir kültür aktarıcısı görevini üstlenmiştir. Bazı tarihî olaylar hakkında hiç olmaz
140 TL.
İstanbul'a dair gözlemlerini, duyduklarını, hatıralarını kaleme aldığı gazete tefrikalarıyla bize bir şehir tarihi, sosyolojisi, en önemlisi de bir geçmiş zamanlar bilgisi bırakan Sermet Muhtar Alus (1887-1952), 65 yıllık ömrünü İstanbul'a hasretmiş, bu şehir ile ilgili her şeyi yegâne konusu haline getirmiş ve bu özelliğiyle de edebiyat ve kültür tarihimizde benzerine rastlamadığımız bir yazarımız. Bu eser, Sermet Muhtar Alus’un 1931-1952 tarihleri arasında, kaleme aldığı eski İstanbul’un okulları, muallim
280 TL.
Eski İstanbul’dan Hikâyeler (1935-1950), Sermet Muhtar Alus’un 1935-1950 tarihleri arasında, kaleme aldığı eski İstanbul’a dair hikâyeleri bir araya getiriyor. Kitap, farklı tarihlerde Akşam, Yeni Sabah gazetelerinde ve Amcabey, Aydede, Akbaba, Aydabir ve Hafta mecmualarında yayımlanmış ve insana dair hikâyelerin yer aldığı yazılardan meydana geliyor. Yazarın Eski İstanbul’dan Hikâyeler'de anlattıkları bütünüyle –yaklaşık 75 yıl önceki– kendi hatıralarından, şahitliklerinden, gözlem ve izlenimlerinden; yakı
250 TL.
Eski İstanbul’dan Tipler (1931-1951), Sermet Muhtar Alus’un 1931-1951 tarihleri arasında, kaleme aldığı eski İstanbul’un tipleri ile ilgili yazılarını bir araya getiriyor. Bu yazılar farklı tarihlerde; Akşam (30 Sene Evvel İstanbul, Masal Olanlar, Gördüklerim Duyduklarım, Dünden Bugünden, Bugünden Dünden üstbaşlıklarıyla) Yeni Sabah, Son Posta (Geçmiş Zaman Olur ki… üstbaşlığıyla) gazetelerinde ve Aydede (Bugünden, Dünden üstbaşlığıyla), Akbaba, Aydabir ve Tarih Hazinesi mecmualarında yayınlanmıştır. Bu yaz
260 TL.
İstanbul Kazan Ben Kepçe (1938-1939), Sermet Muhtar Alus’un 1 Teşrînisânî 1938 – 7 Mart 1939 tarihleri arasında, Akşam gazetesinde kaleme aldığı “İstanbul Kazan Ben Kepçe” üst başlığına sahip, yaklaşık 85 yıl öncesine dair 32 yazısını bir araya getiriyor. İstanbul’un ilçeleri ve semtleri, isimlerinin nereden geldiği, tarihleri, oralarda yaşayan önemli kişiler, zaman içerisinde geçirdikleri değişimler gibi konuların ele alındığı eser, müellifin, okuyucuyu da beraberine alıp adeta şehrin pîri, üstadı olarak İ
280 TL.
Ahlâkî bir emirin aynı zamanda dinî bir emir olduğu İslâm’da dinî emirler ile ahlâkî görevler birbiriyle o derece kaynaşmıştır ki âdeta birbirlerinden ayrılmaz bir bütün meydana getirmişlerdir. Bunun bir sonucu olarak İslâm toplumlarında İslâm ve ahlâk çoğunlukla eş anlamlı görülmüştür. Amacı gerek insanı gerek insanın mensubu olduğu toplumu iyi, güzel, doğru, akıllı ve mutlu kılmak olan ahlâk bu yönüyle İslâm’la aynı anlamları içermekte ve aynı amaçları hedeflemektedir. İslâm’ın özellikle hayatın ahlâkî b
160 TL.
Garip İlimler ve Ruh Çağırma, Filibeli Ahmed Hilmi’nin Şehbal mecmuasında 28 Haziran 1910 - 14 Şubat 1911 tarihleri arasında 10 sayı boyunca tefrika edilen “Eski Fikirler, Yeni Şekiller: Ulûm-ı Garîbe ve İspritizma” başlıklı yazılarını bir araya getiriyor. 1305 (1889/1890) yılında Beyrut’ta (Lübnan) yaşadıklarını anlatan Filibeli’nin bahsi geçen yazıları bir yönüyle hatırat özelliği taşımaktadır. Ancak yazıların önemli ve dikkate değer tarafı, bu hatıraların Filibeli’nin düşünce dünyası ile olan ilgisidir.
100 TL.
Bu eser, Şehbenderzâde Ahmed Hilmi tarafından Celâl Nuri (İleri) Bey’in üç ciltlik Târîh-i İstikbâl isimli eserinin Hicrî 1331 tarihinde neşredilen ilk cildinin yani Mesâ’il-i Fikriyye’nin umûmî ve kapsamlı bir tenkidi olarak kaleme alınmıştır ve bilhassa bu eserdeki felsefî, dinî, itikadî, tarihî ve fennî hususlardaki tenkitleri içermektedir ki Filibeli’nin bilgi birikimini de gözler önüne sermesi bakımından oldukça önemlidir. Ahmed Hilmi Efendi’nin tenkit usulü şu şekildedir: İlk olarak ilgili paragrafı
240 TL.
Leyla Şerif Emin, Türkçenin Rumeli Yakası isimli bu eserini üç ana bölümde kompoze etmiş. Zaten kitabın başlığı, bu üç alt başlığı fısıldıyor peşinen: İnsan, dil, edebiyat. Ki bu üç temel kavram, zaten bir kültürü, bir coğrafyayı, bir coğrafyanın hayat şeklini en iyi aksettiren ayna... Dil ise belki de bunların en mühimidir, zira “insan”ı belirleyen, şekillendiren bir aygıttır dil. İnsan, birbiriyle uyumlu çalıştığında asıl ve anlamlı semeresini veren akıl ve dille insandır. Çünkü insan olman
200 TL.
Geçen asrın ilk çeyreği, Osmanlı Devleti’nden Cumhuriyet’e geçişin gerçekleştiği, Balkan ve iki Dünya Savaşı'nın yaşandığı, zaman olarak kısa, ancak tezahür eden olaylar ve neticeleri açısından geleceğe şamil uzun bir dönemin başlangıcıdır. Bu dönemde Türk fikir ve siyasi hayatına yön veren önemli isimler yetişmiştir. Fikir hayatımızı şekillendiren siyasî fikir akımlarının da kendi kalıpları içerisinde kendini göstermeye başladığı bu yıllarda, yerli kültür ve değerlere bağlı kalarak Osmanlı Devleti’nin ayak
180 TL.
Bu kitap, Hz. Ali’nin, ünlü Arap dili ve edebiyatı bilgini Câhiz (ö. 869) tarafından derlenen 100 hikmetli sözünün, Selçuklular (1038-1194) ve Harezmşahlar (1097-1231) devri meşhur Fars şair ve yazarı Reşîdüddîn Vatvât (ö. 1177) tarafından ikişer beyitlik kıt’alar hâlinde yapılan Farsça çevirisi ile, Vatvât’ın bu çevirilerinin Mustafa İzzet Efendi ile Hâcezâde Ahmed Cevdet tarafından yapılmış Türkçe manzum çevirilerinden oluşmaktadır. Kitabın hazırlanmasında, Sad Kelime-i Hazret-i Alî (Farsçaya nazmen çevir
150 TL.
“Hile ve desisenin medeniyetle beraber ilerlediği bu asırda yaşayanlar, hayatta tanışıp görüştükleri kimselerin mizaç ve şahsiyetlerini kolaylıkla anlayabilmeleri için mutlaka bir ilm-i sima kitabını gözden geçirmelidirler. Bu ilim −yüzde elli nispetinde isabetle dahi olsa− insana, muhatabının maskesini indirmesine yardım eder.” Prof. Dr. Reiss “İnsanların eşkâlinden kişiliklerini okuyabilmek için evvela o insanların eşkâlini tespit etmenin usullerini bilmek lazımdır. İnsanların eşkâlini tespit etmek,
230 TL.
Bu kitap, gelenekle yüzleşen modern insan tekinin, burada yönetmenin, tuttuğu iş sırasında, meselâ film yaparken, zihninde beliren onlarca soruya cevap arama girişimi… Yeni doğan onlarca soruyu da okuyucuyla birlikte düşünme çabası… Bir yanda gölgeyi hareketlendiren Karagöz bir yanda gerçeğe hareket kazandıran günümüzün kitle sanatı sinema… Bugün ancak nostaljik bir unsur şeklinde hayatlarımızda yer bulan Karagöz’ün içerik ve biçim konusunda ulaştığı zenginlik, derinlik, yirminci yüzyılda coğrafyamıza gi
160 TL.
Abdurrahman Câmî, bir dönem İslâm irfanının en nadide eserlerini vermiş, Farsça konuşan dünyada Ekberî tasavvuf okulunun tercümanı olmuştur. Horasan ve Maverâünnehr gibi ilim ve irfan ocakları uyandıran, ilim ve irfan otoriteleri yetiştiren bir coğrafyada bu âlî ilimlerin tahkimatına mühim hizmetlerde bulunmuştur. Dil, tefsir, hadis, fıkıh, akâid ve ahlâk alanında onlarca eser vermiş olmakla beraber, en çok tasavvuf ve edebiyat alanında kaleme aldıklarıyla şöhret bulmuştur. Tasavvuf sahasındaki her biri pek
180 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 191 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3