Sonucu Daralt
Kategori
Yayıncı Kategori
Etiketler
Yayıncı
(x)Büyüyen Ay Yayınları
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 185 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bu eser, İskilipli Âtıf Mehmed Efendi’nin Balkan Harbi sırasında Beyanü’l-Hak dergisinde kaleme aldığı yazıları ile Şeyhülislâm Musa Kâzım ve Hasan Fehmi Efendilerin Birinci Dünya Savaşı’nda yazdıkları risalelerden meydana gelmektedir. Bu yazılarda Müslümanların yaşadığı topraklara yapılan saldırılara karşı, işgal ve hücumları bertaraf etmek amacıyla cihadın önemi ve hükmü izah edilmiştir. Aynı zamanda cihâdın ilan edilmesiyle birlikte Müslümanların mesuliyetleri ve cihâda katılmalarının hikmetleri anlatılm
110 TL.
Nermin Tenekeci ilk kitabı Yoksa’da, hafızanın katmanları arasında gidip gelen karakterleri ile insani özün ortaya çıktığı ‘an’lara dikkat çeken öyküler kaleme almıştı. “Uzun, uzak, ücra yerlerde, sahipsizliği, çarpıklığı ve tenhalığıyla iç burkan benzin istasyonları gibi” kendi kaderlerine terk edilmiş insanlar, hayatlarının kendilerini savurduğu yer neresi ise orada masumiyet ile suç arasındaki ince çizgide dolanıp dururlar. Her şey bir anda olup biter; “bir şimşek çakımı, bir akbil basımı esnasında... Bi
100 TL.
Bu eser, Filibeli Ahmed Hilmi’nin 2 Mart 1911-4 Mayıs 1911 tarihleri arasında haftalık Hikmet gazetesinde altı makale olarak tefrika edilmiş olan “Terbiye İkinci Yaratılıştır” başlıklı yazılarını bir araya getiriyor. Ayrıca bu konuyla ilgili olarak müellifin üç yazısı da ek olarak çalışmaya dahil edilmiştir.“İlk söz anlamaya başladığı ismet (günahsızlık) zamanında aldığı telkinleri, bir adam asla unutamıyor. Ben, tefekkür safhalarının hepsinden geçtim, hepsini gördüm ve yaptım. En sefih ve ahlâksız adamlar
75 TL.
Ma’rûf-ı Kerhî, zühd döneminin sonu, tasavvuf döneminin teşekkül yıllarında yaşamış, tasavvufun marifet ve muhabbetullah kavramlarıyla inşasında önemli vazifeler ifa etmiştir. Tasavvufî görüşleri ile tasavvuf tarihinde pek çok sûfîyi etkilemiş, âlimlerin övgüsüne mazhar olmuştur. Ahmed b. Hanbel, “İlimden maksat Ma’rûf’un ulaştığı mertebe değil midir?” diyerek onun ilimden elde edilecek maksada zaten eriştiğini belirtmiş, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî onun büyüklüğünü İmam Ali er-Rızâ gibi bir zata hizmet etmes
160 TL.
“Türk’ü anlamak için malûm olan birçok vasıtaların birincilerinden sayılan tarihten, hattâ Türk’ün kendisinden, lisanından ve şiirlerinden, âdetlerinden ve eserlerinden ziyade bence “Atalar sözü” hepsine tercih olunur… Atalar sözü; zaman zaman kullanımdan kalkmış olan kelimeler ve tabirler değişse bile mânâ ve mazmunu cihetinden tahrif kabul etmeyen mübarek naslardır. Çünkü hepsi ağızdan ağıza yayılarak asırlardan beri atalarımızdan bizlere naklolunmuşlardır...Şu istinsah, şerh ve izah eylediğim Atalar Sözü
150 TL.
Yayınladığı eserlerle 20. asrın ilk yarısı boyunca Türk ilim ve kültür dünyasına değerli katkılarda bulunmuş bir isim olan Kilisli Rifat Bilge; Sâdî’den yaptığı Bostan ve Gülistan tercümeleri, Dîvânü Lugâti't-Türk ve Dede Korkut Kitabı neşri gibi çalışmalarıyla edebiyat alanında da önemli eserler ortaya koymuştur. Türk edebiyatına yönelik geniş bir bilgisi olan Kilisli Rifat, Türk İslâm kültürüne büyük etki etmiş klasik eserlerin yanında anonim halk şiirine de önem vermiş; mâniler, türküler ve destanlar üze
180 TL.
Eski İstanbul’da Mevsimler, Sermet Muhtar Alus’un 1931-1951 tarihleri arasında, kaleme aldığı eski İstanbul’un mevsimleri, ayları ve rüzgârlarına dair yazıları bir araya getiriyor. Bu yazılar farklı tarihlerde Akşam, Yeni Sabah, Son Posta gazetelerinde ve Aydede, Türk Folklor Araştırmaları ve Mizah mecmualarında yayınlanmıştır. Sermet Muhtar’ın İstanbul’un mevsimlerine dair gözlem ve şahitlikleri daha önce yayımladığımız eserleri gibi şehir-insan ilişkisini bu sefer de mevsimler üzerinden bir kitap bütünl
220 TL.
Yaşı benimle aynı veya bana yakın olanların Ramazan denince hemen hatırına geliveren ve on bir ayın sultanı Ramazan’ı simgeleyen bazı şeyler vardı: Meselâ iftar topu, meselâ mâniler okuyarak halkı sahura kaldıran Ramazan davulcusu, iftar sofrası, sahur sofrası, şerefelerinde kandiller yanan minareler, mahyalar; öğleden önce ve ikindiden sonra camilerde veya evlerde okunan mukabeleler, cemaatle ikişer veya dörder rekât hâlinde kılınan terâvih namazları, özel davetlerde iftardan sonra davetlilere verilen diş
200 TL.
Gelişiyle birlikte, kendine mahsus sevinç ve heyecanı da bizlere bahşeden Ramazan ayı, medeniyet dünyamızda bilhassa edebiyatın çeşitli alanlarında birçok esere konu olmuştur. Ramazanname türü altında toplanan manzum eserlerde, her devir şairleri bu aya dair duyuş ve düşünüşlerini dile getirmişler; adeta bu incelikli ve latif zamanları sanatın dünyasına dahil etmişlerdir. Şiir dışında, yine her devrin muharrirleri, Ramazan boyunca yaşadıklarını, gözlemlerini, şehrin asıl hüviyetiyle birlikte bu kutlu ayın i
250 TL.
İlk olarak Türkiye Yayınevi tarafından yayımlanan ve Tahsin Demiray'ın gayretleri neticesinde hayata geçirilmiş bir tarih yazımı projesi olan Canlı Tarihler serisi neşredileli 80 yıl oldu. Son yüzyılın kültür, sanat, düşünce ve siyasi hayatına damga vurmuş portrelere dair hatıraların fasiküller halinde yayımladığı bu seri; yakın tarihimize, kültürümüze ve memleket meselelerimize dair önemli bir kaynak olma vasfını daima korumuştur. Hem araştırmacılara hem de pek çok okura ilham verecek ve ufuk açacak mahiye
180 TL.
Bu eser son devrin tanınmış biyografi yazarı ve mütercimlerinden Âlişanzâde İsmail Hakkı Eldem’in “Bedbinlik Zevki, Kadında Güzellik ve Zarafet, Musiki ve Aşk, Sevmek Ölmek midir?” başlıklı dört yazısını ve Max Daireaux’dan tercüme ettiği “Dostluk, Kadınlar ve Aşk Hakkında Vecizeler, Saadet Hakkında Düşünceler” başlıklı tercümelerini bir araya getirmektedir. Osmanlı Türkçesi ile kaleme alınmış bu yazılar İçtihat dergisinin 1927-1928 tarihli sayılarında yayımlanmıştır. “… Zarafet o cins güzelliktir ki gayrı
85 TL.
Bu eser, Mehmed Ali Aynî’nin Nefs, Terbiye, İrşad ve Sülûk’e dair çalışmalarını bir araya getirmektedir. İlki Mestçizâde Abdullah Efendi’nin Arapça kaleme aldığı “Risâle fî Me’âni’n-Nefs” isimli risalesinin çevirisidir. Bu risale Darülfünun İlahiyat Fakültesi Mecmuası’nın 1930 tarihli, 14. sayısında Nefs Kelimesinin Manaları başlığıyla yayımlanmıştır. Konuyu tamamlaması açısından müellifin Tasavvuf Tarihi isimli eserinden “Terbiye ve İrşad” ve “Sülûk” başlıklı yazıları da bu çeviriye ayrı bir bölüm halinde
110 TL.
“Pervane kelebek demektir. Kelebek, mumun ışığını görüp gündüz zannederek gecenin karanlığından kurtulmak için kendini ışık üzerine atar ve zayıf bir varlık olması sebebiyle derhal yanıp düşer. Bu garibin hâli gibi âşık ve zayıf olan insan da; âlem-i emrin ve mukaddes âlemin sevgisinden ayrıldığı için, bu süfli âlemde âlem-i aslisine olan ünsiyet ve iştiyakı ile tıpkı kelebek gibi öyle vartalara düştü ve öyle mükellefiyetler yüklendi ki yerler, gökler, dağlar ve melekler ondan korkmuş ve kaçınmışlardır. … M
100 TL.
İtalyan siyaset adamı ve şarkiyatçı Michele Amari (1806-1889) Sicilya’nın İslâm hakimiyeti dönemine dair araştırmaları ve eserleriyle bilinen bir düşünür. Milletlerin İhtiyarlığı ve Ölümü Mülkiye Mektebi Mecmuası’nın 1934 tarihli iki sayısında (41-42) tefrika edilmiş bir tercüme olup mütercimi Kızılay-Hilâl-i Ahmer’in kurucuları arasında yer almış, 1930’ların Türkiye’sinde tıbbın yanı sıra, dil ve edebiyat sahalarındaki derin bilgisiyle tanınan Dr. Kilisli Rifat (1877-1936)’tır. Tercüme “Prof. Amar’ın en so
100 TL.
Veled Çelebi tarafından 1311 [1893/1894]'de Osmanlı Türkçesi ile kaleme alınan ve ilk defa günümüz Türkçesine aktarılan bu eser medeniyet dünyamızda hakkında çok sayıda eser kaleme alınmış Leylâ ile Mecnûn hikâyesinin ortaya çıkışını ve kaynağını kadim kaynaklar yoluyla araştıran ve ortaya çıkaran bir eser. Veled Çelebi bu hikâyeye atası Mevlâna'nın bir beytiyle başlıyor: "Dostları anmak kutludur dosta/Bilhassa biri Leylâ, öbürü Mecnûn olursa." Eseri kaleme alma sebebini Veled Çelebi'den okuyalım: "Leylâ v
150 TL.
“Her şeyin bir tecelli zamanı vardır. Tecrübelerime dayanarak biliyorum. İnsan istediği şeyi, her zaman, istediği gibi yazamaz. İnsan, canı istemediği ve gönlü hoş olmadığı bir zamanda kendini zorlayarak bazı şeyler yazabilir. Ama bunlar sun’i aletler ve zorlama imkânlarla mevsimsiz yetiştirilen sebze ve çiçeklere benzer. Tadı, lezzeti ve kokusu mevsiminde yetişenlerle aynı değildir. “Hakikat Çiçekleri” ismi ile böyle kısa cümlelerden oluşan bir eser yazmak aklımdan bile geçmezdi. Gariptir ki zaman bir vesi
60 TL.
Kâtib Çelebi, (1609-1657), XVII. yüzyıl Osmanlı ilim ve kültür hayatına damgasını vurmuş medeniyet tarihimizin en önemli simalardandır. Adeta kaynak bir kütüphane hükmündeki birçok eseriyle, kendine has düşünce dünyasıyla hem ülkemizde, hem de Batı’da adını altın harflerle yazdırmış bir mütefekkirdir. Bilhassa Keşfü’z-zunûn isimli eseri İslâm araştırmaları yapan hemen herkesin müracaat ettiği temel başvuru kaynağıdır. En Doğruyu Tercih Hususunda Hakk’ın Ölçüsü (Mîzânü’l-Hakk fî İhtiyâri’l-Ehakk) Kâtib Çeleb
260 TL.
İslâm hat sanatının en güzel örneklerinin verildiği Osmanlı devrinden günümüze bu sanatın üstatları hakkında yazılmış muhtelif eserler mevcuttur. Gelibolulu Mustafa Âlî’nin (v. 1008/1600) Menâkıb-ı Hünerverân’ı, Suyolcuzâde Mehmed Necîb’in (v. 1758) Devhatü’l-Küttâb’ı, Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin Efendi’nin (v. 1788) Tuhfe-i Hattâtîn’i, Mirza Habîb’in (v. 1894) Hat ve Hattâtân’ı ve nihayet İbnülemin Mahmud Kemal’in (v. 1957) Son Hattatlar isimli eseri klasik haline gelmiş kaynaklarımızdandır. Vaz edilişi
200 TL.
"Bana bu risalenin hem Arapçasını hazırlamak hem de Türkçeye çevirmek teklif edildi. Bu iki işten birincisi nispetle kolay, ikincisi ağır idi. Mamafih ben bu teklifi sevine sevine kabul ettim. Çünkü İbn Sînâ için ben de halimce uğraşacak, o büyük üstada hürmetimi gösterecek idim. Tabir-i diğerle İbn Sînâ için yapılan büyük, muhteşem sarayda mimar değil, kalfa değil rençber olarak ben de çalışacak idim. Bana bu kadarı da kâfidir. Elverir ki ilminden, eserlerinden bütün cihanın istifade ettiği gibi benim de m
220 TL.
Osmanlının son devrinde yetişmiş ve müktesebatını Cumhuriyet dönemine de taşımış, kültür ve dil alanındaki çalışmalarıyla bilinen aydınlarımızdan Kilisli Muallim Rifat’ın hatıraları bizlere dönemin kültür ve yayın hayatı, devlet bürokrasisi, insan tipleri hakkında kapılar aralamaktadır. Hatıralarına; “Küçük görünen bir iş bazen büyük bir işi tashih eder yahut bir noktasını olsun aydınlatır. Binaenaleyh ben de kendimi bildiğim günden beri nerede okudum, kimlerden okudum, neler gördüm, kimlerle görüştüm, ne g
220 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 185 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1