Sonucu Daralt
Kategori
(x)Hikaye - Öykü
Yayıncı Kategori
Etiketler
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 931 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Yarım Kalan Her Şeyle bir köşeye sinmiş adamların, tutundukları sevgiyi kaybetmiş kadınların, özgün gerilimleri olan toplumun, kuşağımızın ilgi çekici algılarının, insanın dayandığı inceliklerin nabzını tutuyor. Anadolu, çarşı pazar, ev içleri, insan ve arayışlarının yanı sıra nesneler de canlı kanlı yer buluyor öykülerde. Eski bir televizyon, bir çanta veya kalem, yeri geldiğinde çok şey söylüyor insana dair. Gerçek hayatın değeri, yaşamlarımızın dile getirilişi yalnızca bireysellikle değil toplumsal durum
108 TL.
Nadir Aşçı, şiirlerinde ve denemelerinde olduğu gibi öykülerinde de insanın peşinden gidiyor. İnsanı merkeze alan bir inşa faaliyetiyle örüyor öykülerini. Bu bağlamda etiyle kemiğiyle canlı, her daim bir köşe başında karşımıza çıkabilecek kişilerle tanıştırıyor bizleri. Bir bakıma gündelik hayatı öykü diliyle okurun gözleri önüne seriyor. Dili okuru yormayan, yüksüz, gerçekçi bir yerde konumlanıyor. Nadir Aşçı okura, Bütün Mümkünler’in kıyısında sahici bir öykü evreni teklif ediyor.
99 TL.
Dil kullanımından hikâye kurgularına kadar kalbinin sesini susturmayan, bunu okura yansıtacak naiflikte bir kaleme sahip Ahsen Dalca Korkutan. Yaşadığı ülkeye ve insanına sağduyuyla yaklaşan, hisli bir yazarın ürünü olan metinler bu ilk kitapta bir araya getirilmiş. Titizlikle çalışılan metinler okura doyurucu bir okuma zevki sunuyor.
100 TL.
Asuman Demir’in hikâyelerindeki karakterler apartmanımızda, köyümüzde, sokağımızda yaşayan görmüş geçirmiş, kimi zaman meraklı, ağzı laf yapan kişiler. Yaşı kemale ermişlerin dizinin dibinde oturan okuyucu, bu karakterlerin bilgeliğinin yanında geçmişe duyduğu özlemi hissediyor. Tümüyle sahici, tümüyle bizden hikâyeler İkbal Çiçeği’nde…
85 TL.
Mark Twain, “Neşe insanlığa verilmiş en büyük armağandır.” der. Nihan Özebeoğlu’nun kalemi, kendisine bahşedilen bu armağanı cömertçe okura dağıtıyor. Yazıyla hayat arasındaki dengeyi ustalıkla kuran Özebeoğlu, yakın tarihe ait eğlenceli, mizahi öyküler yazıyor. Aslında anlattıkları bizim o büyük hikâyemizi tamamlıyor. Hafızalarımızda hayal meyal kendine yer bulan küçük insan hikâyelerini çarpıcı, mizah dolu ayrıntılarla netleştiriyor. Doksanlara ait gündelik hayatın kayıt dışı tarihini yazan Özebeoğlu, bir
135 TL.
“Bu toplumda bir kadının yeri de durumu da ne olursa olsun “koca” denilen bir gardiyana bağlı kaderi; şuradan şuraya adım atması ancak onunla mümkün. Erkekler ka¬rılarından korktukları, kadınlar da evlilikleri için tehlike
95 TL.
“Kadınların çoğu işkenceye dönüşen evliliklerini, mazoşist bir tutkuyla, kaçınılmaz ve katlanılması zorunlu bir olgu gibi kabullenerek sürdürüyor; kızların çoğu da, evliliği varoluşun tek amacı sanarak yüreklerinde yaşlandıkça büyüyen bir ‘evde kalma’ korkusu saklıyordu. Meslek edinmek, kendi ayakları üstünde durmak, ekonomik bağımsızlık, bilinçaltlarına yerleşen o korkuyu giderememiş, aksine gözlerinde, evlenme şanslarını azaltan engellere dönüşmüştü. Sık sık; ‘Armudun sapı, üzümün çöpü’ gerekçesiyle geri
125 TL.
Mefkûrem sevgili vatanımım büyüklüğü ve refahıdır. (...) Eğer bu, memleketi kurtaracaksa mutlu olurum. Ölürsem; vazifemi yapmış kabul ederim kendimi. Allah’a dua ediyorum; eğer projem Türkiye’ye mutluluk getirmezse, beni öldürmesi için dua ediyorum. Allah sizi korusun. Ata binmem lazım, beni bekliyorlar... Osmanlı Devleti’nin son dönemleri… Bir yanda kaybedilen savaşlarla, toprak kayıplarıyla, göçlerle, Balkanlarda ve diğer bölgelerde patlak veren isyanlarla, diğer yanda ekonomik sorunlarla, yoksullukla, Me
250 TL.
Emrah Kanlıkama, ilk kitabı Arasta’nın İnsanları ile günümüz öykücülüğüne yetkin bir giriş yapıyor. Bu kitap uzun bir yürüyüşün, dergilerde öykü öykü çoğalıp genişleyen bir dikkatin, on yıla yayılan bir gayretin ürünü. Kasabanın emektar demircisinden annesizliği iliklerine kadar hisseden çocuğa, imkânsız aşkların yaralı kahramanlarından ölümden önce gelen o büyük yalnızlığa düşen ihtiyara varıncaya değin çok geniş bir yelpazede, birbirinden farklı insanların hikâyelerini ustalıkla anlatıyor Kanlıkama. Özenl
135 TL.
Ahmet Sarı’nın öyküleri bir durak. Alışkanlıklarla bakılıp geçilen, hatta bakılmadan geçilen küçük şeyler hakkında özenli bir saygı. Sarı; eşyaya, hayata, ölüme, insana dair kısa ve çarpıcı anlatılarla öykü yolculuğunu sürdürüyor. Gittikçe daha derin, daha felsefi katmanlar kazanan öykülerinde, bazen mahyasındaki yazıya gücenmiş bir caminin sesiyle bazen yere atılan bir hurma çekirdeğinin hâletiruhiyesiyle bazen de şehrin ortasındaki havuzda kendi yalnızlığına sarılan kuğunun hüznüyle karşılaşırız. Bu karşı
130 TL.
Şakıyan’da bütün evlerin kapıları aynı anda çalındı. Çalındı çalınmasına ya, kimse tenezzül edip de kapısını açmaya yanaşmadı. İnsanlar, zamanın dokusunu bozacak her çabayı peşinen reddettiklerinden; yaşamlarına sündüre sündüre bir çekyatlarında, bir yataklarında, bir kuyu başlarında, bir kahve köşelerinde, artık nasıl ezberledilerse öyle devam ettirdiler. Kayıp bir geçmişten beri yapılan o büyük ikaz duyulmadı. Kimi zaman sert rüzgârlar çaldı bu kapıları; kimi zaman ekinleri çürüten, taşları çatlatan bir y
100 TL.
Mendilinin altındaki sözcükleri hiç bitmeyen meddahın, modern zamanda hayatın ortasına masasını kurup hikâyelerini anlatmaya başlamasıyla oluşan bu metinler, allem kallem etmeden, kimseye gelin beni dinleyin demeden okuru etrafında topluyor. İşinin ehli bu anlatıcıya kulak verdiğinizde merminin kulağın dibinden geçmesi kadar gerçek ve hisli bu hikâyelerin kimi zaman dinleyeni, kimi zaman anlatanı, kimi zaman da bizzat yaşayanı oluyorsunuz. Türküler, şarkılar, deyimler anlatıdaki enstrümanlığını layıkıyla ye
120 TL.
İnsanoğlu başından geçen olayları diğer insanlara her zaman anlatmıştır. Bu olaylar bazen gerçek olaylardır bazen de gerçek olmayan hayal ürünü olaylardır. Yazının kullanılmasıyla birlikte bu anlatılar insanlar arasında kalıcı hale gelmiştir. Kısa öykülerde anlatılan olaylar ülkelerin ve bu ülkelerde yaşayan insanların toplumsal durumlarını ele almaktadır. Romanda bir olay geniş olarak anlatılmakta iken, kısa öyküde olay çok hızlı bir şekilde anlatılıp hemen sonuca erdirilmektedir. Okuyucu da kısa sürede bu
174 TL.
Kişi kaybettiğini kaybettiği yerde aramalı, aksi hiçbir olumlu sonuç vermeyeceği gibi kaybedilenden uzaklaşmaya ve zamanla unutmaya sebep olur!.. Müslümanlar özellikle son bir asırdır birçok değerlerini kaybetti... Bunların en başında da şüphesiz ki Kudüs ve Mescid-i Aksa geliyor... Halbuki Kudüs ve Mescid- i Aksa Müslümanlar için imani bir duruş, siyasi bir simge, içtimai bir kıyam noktasıdır... Okuyacağınız bu kitapla Kudüs'ü İsrailiyattan uzak ve tamamen İslami referanslarla tanımaya, anlamaya çalışacak
154 TL.
Kudüs'e "uyanmadan" Kudüs'te uyanmak ya da uyanmayı istemek turistik bir fantezidir! Kudüs'te uyananlar kendilerini elan tarihin yazdığı çarpıcı bir hikâyenin parçası olarak bulurlar. Kudüs'ün kapıları, kulaklara fısıldayan taş duvarları, yürüyen sokakları, huzur veren mescidi Raid'lerin, Danya'ların, İmad'ların, Nasır'ların Hatice'lerin hikâyeleri ile doludur ve Kudüs şuuru ile bu mukaddes beldede bulunanlar o hikâyenin kahramanı olurlar, orada ve döndükleri şehirlerinde. Evet, Kudüslüler ve Filistin'in
154 TL.
“Yaptığım yalnızca, onların cesaret edemedikleri bir eşiği zorlayıp aşmakta gösterdiğim kararlılık. Onların söylemek ya da yapmaktan kaçındıklarını söylüyor ve yapıyorum. O yüzden ‘kahraman’ diyorlar bana.” “Bizi çökerten onun ve adamlarının maddi güçleri değil Napolyon’un zekâsı ve ruhi kudreti oldu!” diyordu doğunun ve batının tüm hükümdarları. 18. yüzyılın sonu ila 19. yüzyılın başlarına damgasını vurmuş Napolyon’un roman tadında yaşadığı oldukça çalkantılı sergüzeşti; kısa ömrüne sığdırdığı birbirinden
230 TL.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Yaz Yağmuru hikâyesinin tefrika duyurusunda şöyle yazar: “Yazdıklarım içinde beni en şaşırtanıdır. Kahramanları, kendileri bana geldiler, konuştular, günlerce beraberimde kaldılar ve gittiler… Hemen hemen beni hiç işlerine karıştırmadılar. Ben sadece onların emrinde idim…” Yaz Yağmuru ile birlikte, Teslim, Acıbadem’deki Köşk, Rüyalar, Âdem ile Havva, Bir Tren Yolculuğu ve Yaz Gecesi’nin, kimliklerini kendi kaderleriyle inşa eden kahramanları ise, bu kez, tesadüflerin ardı sıra açılan g
130 TL.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdullah Efendi’nin Rüyaları hikâyesinin tefrika duyurusunda, Türk hikâyesinin bu garip kahramanını şöyle tanıtır: “Abdullah Efendi nedir? Belki de herkeste ondan bir parça vardır. Abdullah Efendi arzuyu kendisinde öldürememiş fakat ona serbestçe de yol verememiş bir tiptir. Melek değildir, fakat melek kanadı takmış bir hayvana çok benzer.” Geçmiş Zaman Elbiseleri, Bir Yol, Erzurumlu Tahsin ve Evin Rüyası’nın kahramanları da Abdullah Efendi ile aynı talihi ve trajik varoluşu paylaşırla
130 TL.
Rüzgârı kokladı. Yüzüne kır çiçekleri dökülür gibi oldu. Hızır’la karşılaşmak için mükemmel bir gündü. Üç vakte kadar Kudüs’te olacaktı. Kilometrelerce yol gidecekti. Dağlar, denizler aşacaktı. Dünyanın en mutlu insanı içinde gizli bir gurur hissetti. Bir Musa bir de oydu. Musa’dan sonra o. Yeryüzünde Hızır’ın peşine düşen başkası var mıydı? Yoktu. Kimse onu aramaya çıkmamıştı. Neden? Çünkü insanlar her şeye yarım yamalak inanıyordu. İnsanoğlu, modernitenin parıltılı vaatlerine kandıkça kadim hikâyelerine y
80 TL.
Kırk arkadaş bir sonraki ayın on dördüncü sabahı türbeye gelmeden yola koyulduk. Niksar’ı terk edip giderken arkamıza bakmadık. Talazan Köprüsü’nden geçip sırayla o taşı aşan yok oluyordu bir sis gibi. En son ben de geçince Kırk Kızlar bizi karşıladı. İşte o an yüzü yazmayla örtülü kızı gördüm. Elimden tutup götürdü. Sabri Gümüş’ün fantastik dünyası efsane-kurmaca sarkacında kalabalık bir cümbüş. Geçmiş ve kader arasında savrulan kahramanlar ne olduğunu anlamaya çalışırken, gerçeğin az üstündeki sirk s
100 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 931 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2