Sonucu Daralt
Kategori
(x)Tasavvuf ve Tarikatlar
Yayıncı Kategori
Etiketler
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 398 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
 %  30
Dalaletten Hidayete – El Munkız Mined Dalal
Aklın Ve Ruhun Derinliklerine Yolculuk Yapmaya Hazır Mısınız? İmam-I Gazâlî’nin “El-Munkız-Mine’d-Dalâl” Adlı Kıymetli Eserinin Türkçe Tercümesi DALÂLETTEN HİDAYETE, Sizi Bu Benzersiz Keşfe Çıkaracak! Kendi Düşünce Hayatının Dönüşümünü Samimi Bir Dille Anlatan İmam-I Gazâlî, İslam Tarihinin En Özgün Eserlerinden Birini Sunuyor. Bu Kitap, Sadece Bir Otobiyografi Olarak Değil, Aynı Zamanda İslami İnanç Hareketlerini Ele Alışıyla Da Dikkat Çekiyor. İmam-I Gazâlî’nin Gerçeği Arama Yolculuğu, Bu Eserde Gerçekçi
77 TL. 110 TL.
 %  30
Dilin Afetleri – Afatül Lisan
İmam-ı Gazâlî’nin orijinal ismi “Âfâtü’l-Lisan” olan ve Türkçeye DİLİN ÂFETLERİ olarak tercüme edilmiş bu klasik eseri, insana ihsan edilmiş en güçlü yardımcılardan biri olan, dilin, bu iki tarafı keskin kılıcın nasıl ustalıkla kullanılacağını, nasıl kontrol edileceğini ve olumlu bir şekilde nasıl kullanılacağını anlatır. İmam-ı Gazâlî, dilin getirebileceği zararları ve bu zararlardan korunma yollarını, İslamiyet’in emir ve yasakları çerçevesinde, derinlemesine bir bakış açısıyla sunar. DİLİN ÂFETLERİ, yirm
98 TL. 140 TL.
 %  30
Ey Oğul – Eyyühel Veled
İmam-ı Gazâlî’nin orijinal ismi “Eyyuhe’l-veled” olanTürkçeye EY OĞUL adıyla tercüme edilmiş olan eseri, adeta bir baba şefkatiyle kaleme alınmış, talebesine ve aslında onun nezdinde herkese hayatın içinden öğütler sunan, asırlar öncesinde yazılmış olmasına rağmen bütün zamanlara hitabeden bir nasihat kitabıdır. EY OĞUL, her bir sayfasında, okuyanın Allahü Teâlâ’nın emir ve yasaklarını daha iyi anlamasına yardımcı olan, İslamiyet’in nurlu ışığı altında, samimi tavsiyeler barındırır. İmam-ı Gazâlî’nin bu değ
42 TL. 60 TL.
 %  30
Yemek ve Şehvet Terbiyesi-Kitabü Kesri'ş-Şehveteyn
İmam-ı Gazâlî’nin Türkçeye YEMEK VE ŞEHVET TERBİYESİ ismiyle çevrilmiş olan “Kitabü Kesri’ş- Şehveteyn” kitabı yemeğin ve şehvetin, insanın ruhuna nasıl şekil verdiğini, bu iki güçlü dürtünün hayatımızdaki yerini ve önemini anlatır. İmam-ı Gazâlî, bu eserinde, yemek ve şehvetin sadece bedensel ihtiyaçlar olmadığını, aynı zamanda insan ruhunu derinden etkilediğini vurgular. Yemeğin, bedenimizi beslediği gibi, ruhumuzu da besleyebileceğini; şehvetin ise, doğru yönetildiğinde, manevi bir olgunluğa kapı aralaya
63 TL. 90 TL.
“Sebebini bilmiyorum ama, tâ küçüklüğümden beri bu zümrenin sevgisi ruhumda dalgalanıp durmakta, sözleri her zaman gönlümü ferahlandırmaktadır. ‘Kişi sevdiği ile beraberdir’ hadisinde işaret olunan hususa bel bağlayarak, sûfîlerin sözlerini derleyip ortaya koydum. Çünkü öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, bu tarz sözler büsbütün perde arkasında kalmakta, iddiacılar mânâ ehlinin kılığında ortaya çıkmakta ve gönül ehli kibrit-i ahmer gibi aziz ve nadir bulunur bir hale gelmektedir.” Feridüddin Attar Bir milletin v
780 TL.
Ma’rûf-ı Kerhî, zühd döneminin sonu, tasavvuf döneminin teşekkül yıllarında yaşamış, tasavvufun marifet ve muhabbetullah kavramlarıyla inşasında önemli vazifeler ifa etmiştir. Tasavvufî görüşleri ile tasavvuf tarihinde pek çok sûfîyi etkilemiş, âlimlerin övgüsüne mazhar olmuştur. Ahmed b. Hanbel, “İlimden maksat Ma’rûf’un ulaştığı mertebe değil midir?” diyerek onun ilimden elde edilecek maksada zaten eriştiğini belirtmiş, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî onun büyüklüğünü İmam Ali er-Rızâ gibi bir zata hizmet etmes
160 TL.
Veliler ordu ordu olsa..Bunların başbuğlarından da ayrı bir ordu kurulsa..Ona başbuğ olacaklardan da bir ordu.. Son başbuğ kim olurdu? Dereceler sonsuz, fakat bizim biliş ve bildiriş vasıtalarımız sınırlı, kıyas basamaklarımız sayılı.. Hayatın son basamağıyla Şah-ı Nakşibend Hazretlerinin ayak parmaklarına bile yetişemeyeceğimizi acz içinde bildirelim ki, son başbuğ kendileri olurdu. Böyleyken son başbuğ bir tane değil... Her biri her birinden ayrı ayrı üstün...Allah'ın lütfu, bu..Verdiğini ve erdirdiğini s
52 TL.
Şihabüddin Sühreverdi derki; "Dünyayı terk et (Haram olan Allahü Teala'nın yasak ettiği şeyleri ve dünya sevgisini tek et). Çünkü dünyayı isteyenin ve sevenin dini gider. Namazını kıl orucunu tut. Allahü Teala'nın veli kullarına malın bedenin ve makamınla hizmetçi ol. Onların kalplerini kazan ve onların yaşayışlarına göre hareket et. "Allahü Teala'nın sana rızk olrak verdiği şeylerde cömert ol. Cimrilik haset kin ve hileden sakın. Çünkü cimri ve hasetçi kimsenin yeri Cehennem'dir. Hiçbir zaman halini insan
500 TL.
On beş asırlık tasavvuf tarihi içinde Cumhuriyet dönemi elbette hususi bir yere sahiptir. Tasavvufi hayat açısından Aralık 1925 tarihi bir dönüm noktası olmuş, yüzyıllardır var olan tekkeler kapanmış, İstiklal Harbinin lojistik kaynaklarından biri olan dergahlar sırlanmıştır. İlk meclisin açılışında ziyaret edilen Hacı Bayram Veli’nin türbesiyle birlikte bütün türbelere kilit vurulmuştur. Şeyh, derviş, mürid, halife, çelebi, dede, baba gibi terimlerin kullanılması dahi yasaklanmış, tasavvufla ilgili neşriya
330 TL.
Bu eser, Mehmed Ali Aynî’nin Nefs, Terbiye, İrşad ve Sülûk’e dair çalışmalarını bir araya getirmektedir. İlki Mestçizâde Abdullah Efendi’nin Arapça kaleme aldığı “Risâle fî Me’âni’n-Nefs” isimli risalesinin çevirisidir. Bu risale Darülfünun İlahiyat Fakültesi Mecmuası’nın 1930 tarihli, 14. sayısında Nefs Kelimesinin Manaları başlığıyla yayımlanmıştır. Konuyu tamamlaması açısından müellifin Tasavvuf Tarihi isimli eserinden “Terbiye ve İrşad” ve “Sülûk” başlıklı yazıları da bu çeviriye ayrı bir bölüm halinde
110 TL.
“Pervane kelebek demektir. Kelebek, mumun ışığını görüp gündüz zannederek gecenin karanlığından kurtulmak için kendini ışık üzerine atar ve zayıf bir varlık olması sebebiyle derhal yanıp düşer. Bu garibin hâli gibi âşık ve zayıf olan insan da; âlem-i emrin ve mukaddes âlemin sevgisinden ayrıldığı için, bu süfli âlemde âlem-i aslisine olan ünsiyet ve iştiyakı ile tıpkı kelebek gibi öyle vartalara düştü ve öyle mükellefiyetler yüklendi ki yerler, gökler, dağlar ve melekler ondan korkmuş ve kaçınmışlardır. … M
100 TL.
İnsanı, kemâl istikametine doğru yönlendiren içsel ve fıtrî çağrılardır. Zira fazilet ve kemâlin kökleri, insanın içsel varlığında –kendisinde- saklı olup bu kökler sürekli olarak insanı kemâl istikametine doğru yönlendirmektedir. Ayrıca insanın gelişim şartlarını hazırlayıp ilerlemesine engel olan etkenleri belirten peygamberler ve velilerin vahiy yoludur. Bu vesileyle insan, kendi irade ve seçimiyle bu koşullardan yararlanabilecek ve gelişimine mani olan etkenlerden uzaklaşabilecektir. Bu kitap, sizi kem
150 TL.
 %  30
Gel ve Ol; Mevlâna ve Yunus Emre’de Anadolu İrfanının Ahlak Boyutu - Bütün Eserleri 13
Anadolu insanının, derin bir ilim sahibi olsun ya da olmasın, hepsinin değilse de çoğunun, her zaman değilse de çoğu zaman, - Anadolu irfanı da denilen - birbirleri ve maddi- manevi çevreleriyle ilişkilerinde ve yaşadıkları büyük-küçük olaylar karşısında gösterdikleri ortak sağduyulu, akl-ı selimli, basiretli, ferasetli, faziletli, hikmetli ve marifetli nitelikler ve tavırlar, özü ve mayası itibarıyla İslam ahlakının biraz da gerçek tasavvuf kültürü, sevgisi ve hoşgörüsüyle yorumlanmış ve yoğrulmuş güzide v
133 TL. 190 TL.
İlmî ıstılahlar ve kaynaklar bilgisi her bilim dalı için büyük önem arz etmektedir. Her ilim dalı kendi ıstılahlarıyla bir disiplin haline gelmektedir. Kaynaklar ise bilim dalı üzerinde detaylı incelemeler yapılarak sağlam bir zemin oluşturulmasına yardımcı olmaktadır. Bu entelektüel düşünce ve metotla hareket eden kimse alt yapısı sağlam olarak ileriki aşamalarda ilmî faaliyetlerini daha iyi seviyede yapacaktır. Ayrıca akademik anlamda alan bilgisi problemi yaşamayacaktır. Aynı şekilde akademik hayatta yük
400 TL.
Her hutbe, gündemimizdeki en önemli bir konuyudile getirmiş, Cuma namazını edâ etmek için Allah'ı zikretmeye koşup gelen muvahhid mü'minlere nasihat olarak sunulup hakikatleri hatırlatmıştır...Bu hutbelerdeki nasihatlerden ve hatırlatmalardan faydalanan mü'min Müslümanlar, bunların yazılı me- tinler olarak ellerinde bulunmasını arzu etmişlerdir. Arzuları, hem tekrar tekrar okuyup daha çok faydalan- mak, hem de diğer insanlara ulaştırıp onların da fayda- lanmasını sağlamak olduğunu beyân ettikleri için, bu h
200 TL.
"Rumeli Türklüğü ve tasavvuf tarihi üzerindeki araştırmalarından; kültür, medeniyet ve edebiyatla ilgili makalelerinden; uluslararası ilmî organizasyonlara bu ve benzer konularda sunduğu bildirilerinden ve her zamanki zevkli, istifadeli ve hoş sohbetlerinden tanıdığımız Eyüp Salih, bugün de Önce İnsan başlığı altında topladığı denemeleriyle Türk okuyucusunun karşısında. Kuzey Makedonya’nın çok şahsiyetli ve güzel şehri Ohri’de 1950’de dünyaya gelen, ilk ve orta tahsilini bu şehirde tamamlayan, Üsküp’teki ün
200 TL.
“İslâm’ın sadasını, hakikat davetiyesini yedi iklim dört köşeye kim ulaştırıyor? Bugün için ‘Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğüt ile davet et’ emrinin gereğini kimler yapıyor?” Doğu’da Ahmet Yesevî’den başlayıp ipek yolunu kat ederek Avrupa’nın ortasındaki Blagay Tekkesine ulaştığınızda yine aynı dervişin ismini duyarsınız. İbn Arabî hayranı olan Cezayir’in milli kahramanı Abdülkâdir Cezâiri’nin de Kuzey Afrika’dan Bursa’ya gelerek Şazelî dergâhını kuran Ali Mağribî’nin de zikri birdir. Cem Sultan’ın önem
220 TL.
Cuma günleri bizi İzmir’in Güzelyalı semtindeki Hakimefendi Camisi’ne çeken caminin hocası İbrahim Ethem Sunar’dı. Namazdan önceki vaazlarında çok yumuşak, sakin bir sesle ve düzgün konuşurdu. İnsanı etkileyen bir hitabet tarzı vardı. Hutbelerinde de aynı üslubu sürdürürdü. O yıllarda Diyanet’in şimdi olduğu gibi hazır hutbe göndermediğini hatırlatalım. İbrahim Ethem Hoca vaaz ve hutbelerine iyi hazırlanr, metinlerini önceden yazardı. Ama yazılı metinden okuduğunu hiç hissetmezdiniz. Zaten konuşurken tasan
190 TL.
Çiştiyye tarîkatı, Hind alt kıtası gibi siyasî, ictimaî ve dinî farklılıklar açısından problemlerin yaşandığı çetin bir coğrafyada ortaya çıkmasına rağmen kısa bir zaman diliminde Hind alt kıtasına yayılmayı başarmıştır. Bu başarıyı Muînüddîn-i Çiştî ve halîfelerinin güzel ahlâkları ve ilmî yetenekleri sayesinde elde etmiştir. Muînüddîn-i Çiştî’nin gittiği Hind alt kıtası toplumunun katı ve gayr-i müslim oldukları biliniyordu. İslâm’ın temsilcisi konumunda olan Muînüddîn-i Çiştî, toplumu ikna etmek için çok
200 TL.
Bilesin ki, dost ve birlik olmak güzel ahlakın; bu dostluk ve birliğin bozulması ise kötü ahlakın bir neticesidir. Güzel ahlaklı insanlar birbirlerini severler ve birbirleriyle uyum ve ahenk içerisinde olurlar. Kötü ahlaklı insanlar ise birbirlerinden nefret ederler ve birbirlerini kıskanıp ihtilafa düşerler. Eğer bir işi yapan kişi üstün meziyetlere sahip olursa, işin neticesi de iyi ve verimli olur. Güzel ahlakın, kişinin inancına getirileri de çoktur. Allah, elçisinin güzel ahlakından daima övgüyle bahse
130 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 398 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1