Sonucu Daralt
Kategori
(x)Divan Edebiyatı
Yayıncı Kategori
Etiketler
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 49 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Veled Çelebi tarafından 1311 [1893/1894]'de Osmanlı Türkçesi ile kaleme alınan ve ilk defa günümüz Türkçesine aktarılan bu eser medeniyet dünyamızda hakkında çok sayıda eser kaleme alınmış Leylâ ile Mecnûn hikâyesinin ortaya çıkışını ve kaynağını kadim kaynaklar yoluyla araştıran ve ortaya çıkaran bir eser. Veled Çelebi bu hikâyeye atası Mevlâna'nın bir beytiyle başlıyor: "Dostları anmak kutludur dosta/Bilhassa biri Leylâ, öbürü Mecnûn olursa." Eseri kaleme alma sebebini Veled Çelebi'den okuyalım: "Leylâ v
150 TL.
Osmanlının son devrinde yetişmiş ve müktesebatını Cumhuriyet dönemine de taşımış, kültür ve dil alanındaki çalışmalarıyla bilinen aydınlarımızdan Kilisli Muallim Rifat’ın hatıraları bizlere dönemin kültür ve yayın hayatı, devlet bürokrasisi, insan tipleri hakkında kapılar aralamaktadır. Hatıralarına; “Küçük görünen bir iş bazen büyük bir işi tashih eder yahut bir noktasını olsun aydınlatır. Binaenaleyh ben de kendimi bildiğim günden beri nerede okudum, kimlerden okudum, neler gördüm, kimlerle görüştüm, ne g
220 TL.
Sâdî-i Şîrâzî, İslâm medeniyetinin en önemli ediplerindendir. Klasik dönemde bu dille ve bu dile ilgisiz kalamayacak şekilde edebiyatla uğraşan her milletten edip, âlim ve entelektüel bir şekilde Sâdî’nin eserlerinden etkilenmiştir. Eserlerini kaleme aldığı zamandan bugüne 750 yılı aşkın bir zaman geçmesine rağmen onu eserlerinin her biri cazibe merkezi olmaya devam etmektedir. Müsteşriklerin Sâdî’yi keşfinden sonra Batı dünyasında da hatırı sayılır bir ilgiye mazhar olmuştur. Onun her biri şaheser olan Dîv
340 TL.
Sâdî-i Şîrâzî, İslâm medeniyetinin en önemli ediplerindendir. Klasik dönemde bu dille ve bu dile ilgisiz kalamayacak şekilde edebiyatla uğraşan her milletten edip, âlim ve entelektüel bir şekilde Sâdî’nin eserlerinden etkilenmiştir. Eserlerini kaleme aldığı zamandan bugüne 750 yılı aşkın bir zaman geçmesine rağmen onu eserlerinin her biri cazibe merkezi olmaya devam etmektedir. Müsteşriklerin Sâdî’yi keşfinden sonra Batı dünyasında da hatırı sayılır bir ilgiye mazhar olmuştur. Sâdî’nin birçoğu türünün zirve
300 TL.
Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde, Klasik Şark Dilleri Kürsüsü’nde Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde görev yapan, doktora çalışmasında Arap kaynaklarında Osmanlıları inceleyen Doç. Dr. Şevkiye İnalcık (v. 1989) bu eserinde dillere destan olan “Leylâ ve Mecnûn” aşk hikâyesini orijinal metinler ışığında karşılaştırmalı olarak değerlendiriyor. İslam milletleri edebiyatında, yalnız klasik edebiyatta değil, halk edebiyatında da asırlarca işlenmiş olan “Leylâ ve Mecnûn” aşk hikâyesinin kahr
95 TL.
Yanbolulu Ali Turâbî Baba m. 1786 yılında Bulgaristan Yanbolu’da dünyaya gelmiştir. Çorumlu es-Seyyid Hasan Hüsnü Dedebaba’dan (öl. 1849) sonra Kırşehir Hacı Bektaş Pîr Evindeki Dedebaba postuna intihâb (seçilme) yoluyla 1849 yılında oturan Turâbî Baba, 19 yıl bu görevde kalmıştır. Yanbolulu el-hacc Ali Turabî Dedebaba, Babagan Bektaşîliğin en meşhur liderlerinden biri olduğu gibi kuvvetli bir şairdir de. Turabî Baba’nın şiirleri; çok sevilmiş, pek çok şiiri hafızalarda yer tutup bestelenerek okunmuştur. Bu
750 TL.
حسن تو نادرست در این عهد و شعر من من چشم بر تو و همگان گوش بر منند Hüsnün ile şiirlerim gibisi nadir olur bu devirde Benim gözlerim sende ve herkesin kulağı bende Bu eserde Sa’dî Şîrâzî’nin ilk 250 gazelini Türkçeye çevirip Farsça metni ile birlikte verdik. Çeviri yapılırken metnin aslına bağlı kalınarak beyitler sade bir dille çevrilmeye çalışıldı. Çeviri daha orijinal ve edebî kılınmak için nazım haline bağlı kalınarak yapıldı. Nesir bir çevirinin metnin kalitesine, edebî yönüne, orijinal haline, özlü
250 TL.
Köroğlu, Türk destan geleneğinde mitolojik kahramandan destan kahramanına, "vergi almış şaman'dan Hakk'tan gönlüne ilham düşen âşık'a, karanlık güçlerle savaşan alp'ten, insanları haksızlıktan koruyan kahraman'a, çiltanlarla, Hz. Hızır'la, Hz. Ali'yle, on iki imamla konuşabilen eren'e kadar sürekli statü değiştirerek varlığını sürdürmüştür. Köroğlu Destanı bütün Türk halklarının sözlü edebiyatında [ayrıca Kürt, Arap, Tacik, Gürcü, Acar (Gürcü dilinde), Ermeni, Afgan, Abaza folklorunda] mevcuttur ve sözlü ge
130 TL.
“Dolayısıyla biz aklı tarif edebilmek için aklın kendisinden daha açık ve aydınlık olan başka bir şeye sahip değiliz. O yüzden aklı, aklın kendisiyle tarif etmekten başka çaremiz yoktur. Aristo, iki bin beş yüz yıl önce ’felsefeyle savaşacak olanların felsefe silahıyla savaşması gerekir’ demiştir. Felsefe, felsefeden başka bir şeyle reddedilemez. Bilimle, kelâmla, nakille, hadisle felsefeyi reddedemezsiniz.” “Her zerrede, damlada, varlıkta ilâhî sevgi vardır çünkü hepsi Hak Teâlâ’ya doğru bir hareket halind
150 TL.
Vahdî olarak şöhret bulan hicri XII. asır Osmanlı ulemasından İbrahim b. Mustafa b. Dursun b. Muhammed er-Rûmî’nin (ö. 1126) telif ettiği bu eser, İbnu’l- Hâcib’in “el-Kâfiye” adlı eserine Molla Abdurrahmân el-Câmî’nin yazdığı “el-Fevâidu’d-Diyâiyye” isimli şerhte geçen şahit beyitlerin şerhidir. Eserde şahit beyitlerdeki kelimeler nahiv ve sarf açısından ele alınarak tahlil edilmiştir. Ayrıca beyitlerin irabına, arûz bakımından bahirlerine, hangi şaire ait olduğuna, istişhâda konu olan kısmına ve anlamları
525 TL.
Tâhirü’l-Mevlevî, divan edebiyatının son temsilcilerinden biridir. Merhum çok ince ruhlu bir şair, eşsiz bir öğretmendir. Dersi güzel fıkralar ve ince nüktelerle öğrencisine anlatmış, en ağır konuları bile hemen anlattığı esnada öğretmiştir. Tasavvufun en derin konularını açık bir lisan ve güzel bir ifade ile izah etmiştir. Onun doyum olmaz sohbetine katılanlar İslâm tarihi, tasavvuf ve edebiyat tarihi hakkında bilmedikleri birçok şeyi öğrenmiş, vaktin nasıl geçtiğini anlayamamışlardır. Tâhirü’l-Mevlevî, ye
250 TL.
Tâceddîn-i Velî; Yunus Emre, Hacı Bayram-ı Velî, seyr ü sülûkunu yönetiminde tamamladığı Şeyhi Azîz Mahmûd Hüdâyî, Niyazî-i Mısrî ve Eşrefoğlu Rumî çizgisinde gelişen tekke edebiyatının bir temsilcisidir. Tâceddîn-i Velî; yaşadığı dönem olan XVI. ve XVII. yüzyıllarda herkesin Arapça ve Farsça yazmaya özen gösterdiği bir ortamda, bu lisanlarda eser telif edecek kadar bilgi sahibi olduğu hâlde, Yunus Emre ve Aşık Paşa gibi şiirlerini sade Anadolu Türkçesi ile yazmayı tercih etmiştir. Tâceddîn-i Velî'nin ilâhî
355 TL.
Ali Şir Nevâyî; yaşadığı hayat, yazdığı eserlerin sayısı, bunların kültür tarihimizdeki yeri ve çeşitliliği, yetiştirdiği ve yetişmesine katkıda bulunduğu bilim ve sanat adamları, kurduğu yüzlerce hayır kurumu göz önüne alındığında yanına ikinci bir kişiyi koymakta zorlanacağımız önemli bir kişiliktir. Elinizde bulunan Nesâyimü'l-Mahabbe Min Şemâyimü'l-Fütüvve adlı eser, onun şeyhi ve dostu olan Molla Abdurrahman Camî'nin Farsça yazmış olduğu Nefehâtü'l-Üns Min Hadarâtü'l-Kuds adlı evliyalar tezkiresinin on
300 TL.
Tâhirü'l-Mevlevî'nin Divan edebiyatı hakkındaki yazılarını bir araya getiren ve Divan Edebiyatı Yazıları / Birinci Kitap'ın devamı olan bu çalışma, yazarın çeşitli süreli yayınlardaki yazılarının derlenmesinin yanı sıra; yine onun Süleymaniye Kütüphanesi, Fethi Sezai Türkmen Koleksiyonu'nda kayıtlı defterlerindeki çeşitli şiir şerhlerini ihtiva etmektedir. Neler var bu kitapta? Edebî Bahisler kısmında: Gülşen-i Râz hakkında Rıza Tevfik'e yazdığı cevaplar, Ahsenü'l-Kasas'tan Birkaç Vak'a başlığıyla Molla Câm
400 TL.
Osmanlı padişahları arasında Divan sahibi şairler; Osmanlı şairleri arasında da Farsça Divanı olanlar çıkmıştır. Ancak Farsça Divanı olan tek Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim'dir. Osmanlı tahtının dokuzuncu Padişahı, tarihe yön veren Yavuz bir cihangir olarak ülkesini üç kıtaya yayılmış bir cihan devleti yaparken üç Şark diliyle kültür alanında söz sahibi Selimî olarak şiirleriyle de cihana seslenmiştir. Uzmanlar, onun şiirini en ünlü İran şairlerinin şiirleriyle birlikte değerlendirmiş; İranlı şairler d
780 TL.
İnsanoğlu beşer olması hasebiyle Hz. Adem'den beri benzer bireysel ve toplumsal özellikler gösterir; zaafları, arzuları, korkuları, istekleri, çeldiricileri hemen hemen aynıdır. Bu istek ve davranışların, zaafların belki ismi değişir, kalıbı değişir, zamanı değişir ama esası değişmez. Toplumun ortak yaşamında görünür hale gelen zafiyetler ve buna bağlı olarak ortaya çıkan aksaklıklar sağduyulu birçok insanı konu üzerinde düşünmeye ve çözümler üretmeye sevk etmiştir. Eli kalem tutan bu kişiler, tecru
89 TL.
Divan Edebiyatı, geçmiş kültürümüzün eşsiz ve engin hazinelerinden biridir. Divan edebiyatını anlarsak kültürümüzü, neler kaybettiğimizi ve neleri kazanabileceğimizi çok daha iyi anlarız. İşte bu eser bu konuda tam bir rehber. "Can Veren Pervaneler" unutulmaya yüz tutmuş muhteşem mirasımız Divan Edebiyatı'nı küllerinden yeniden doğurmaya namzet ve okuyan herkese can verecek bir eser Bir sebeple o kadar iltifat ettiği şair Bâkî'ye öfkelenen Kanuni merhum, şiir kudretini konuşturarak onu memleketine sürgü
200 TL.
Sevgili Peygamberimizin âşıkları, O'nun güzel ahlakını asırlar boyunca saf, temiz hislerle kaleme aldıkları; mana içinde mana yüklü beyitlerle, kıtalarla anlattılar. Eskiden olduğu gibi bugün de, yarın da bu aşk, bu muhabbet hiç bitmeyecek. Edebiyatımızın ilk öncülerinden günümüze kadar gelmiş, geçmiş söz ustalarının eserlerinden seçilen çok hususi numuneler bu kitapta paylaşılarak; istikbâlimizin ümidi evlatlarımıza bu hususta destek olmak amaçlandı. Bu vesileyle, bu müstesna eserlerin sahipleri bir daha
120 TL.
Âşık Paşa, 14. yüzyıl irfânî geleneğin en önemli isimleri arasındadır. Dedesi, Anadolu Türk-İslâm kültür tarihinde önemli yeri olan Türkmen Babası Baba İlyas el-Horasânî'dir. Âşık Paşa, Anadolu'da siyâsî faaliyetlerde aktif rol alan Karamanoğlu Beyliği'nin kuruluşunda etkili olan Muhlis Paşa'nın ise oğludur. Âşık, dedesi Baba İlyas ile birlikte Anadolu'ya gelen Şeyh Osman'ın gözetiminde yetişmiş ve onun kızı ile evlenmiştir. Meşhur sûfî-şâir Elvan Çelebi bu evlilikten doğmuştur. Osmanlı Tarihçisi Âşıkpaşazâ
75 TL.
Tükendi
İran'ın ilk büyük şairi ve Fars şiirinin kurucusu olarak kabul edilen Ebû Abdullâh Cafer b. Muhammed Rudekî, gençliğinin ilk dönemlerinden itibaren hem şiirleri hem de musiki dalındaki yeteneğiyle ün kazandı. Rudekî, Deri Farsçasında olgun şiirler söyleyen ilk şair, Farsça şiiri olgunluğa eriştiren ilk yetenektir. Yaşadığı dönemde Fars edebiyat dünyasında sadece bir tek şairin, Rudekî'nin adı egemendi. Çağdaşları arasında da kendisine yaraşır ve hak ettiği bir üne sahip şairlerin hocası ve şairlerin sultan
240 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 49 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1