Sonucu Daralt
Kategori
(x)Roman - Günümüz
Yayıncı Kategori
Etiketler
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9
Konargöçer Oğuz Türklerinin, Dede Korkut okulunun şaheserleri. .. Dede Korkut ozanlannın sanan ve sözü, sadelik ve durulukla zirveye taşıdığı şaheserleri ... Konargöçer Oğuz Türklerinin dil, tarih ve kültüründen kesitler sunan şaheserler ... Tarihin derinliklerinden günümüze sözlü gelenek yoluyla taşınan şaheserler ... Türkçenin farklı coğrafyalardaki söz varlığına ışık tutan, geçmişin hafızasını bugüne taşıyıp gönüllere nakşeden, değerleri yüceltip yaşanmışı destanlaşttran, usta ozanlara parmak ısırtan bir
120 TL.
Çayları aldı ve oturdu. Aklına, özellikle son zamanlarda sıklıkla takılan ve bir türlü cevap bulamadığı bir soru geldi ve ilk kez hayat tecrübesi olan birine sormak istedi: -Yahu amca bir şey soracağım. -Tabi evlat buyur. -Diyorum ki, acaba insanlar dünyaya sırf böyle sabah işe gitmek, akşam eve dönmek, yemek, içmek, yatmak, evlenmek, çoluk çocuk sahibi olmak ve sonra da bir şekilde ölmek için mi geldiler?
160 TL.
Darülelhan'ın (Konservatuvarın) alaturka kısmında ud eğitimi alan Neriman, mensup olmakla iftihar ettiği Doğu kültürünü çok seven babası Faiz Bey'le on beş yaşından beri Fatih semtinde oturmaktadır. Yine bu semtte ta­nıştığı, babasına çok benzeyen ve Darülelhan'da kemençe eğitimi alan Şinasi ile yedi yıldır nişanlı­dır. Bütün mahalle, tahammül sınırlarını zorlayan bu nişanlılık ilişkisinin evlilikle bitmesini beklemektedir. Ancak Neriman'ın Darülelhan'da tanıştığı Macit, onun içinde yer etmiş Batılı bir hay
90 TL.
Fatih Sultan Mehmed, Midilli’yi fethedeli uzun yıllar olmamıştı. Türkleri kendilerine en büyük tehdit olarak gören Rodos Şövalyeleri mazlumlara zulmetmeye devam ediyordu. İşte bu şövalyelerin önderliğinde, zenginliğin ve gücün merkezi Akdeniz’i ele geçirmeye ant içmiş yeni bir Haçlı ittifakı Türk varlığını mavi sulardan silmeye kararlıydı. Fatih’in yiğit askerlerinden Yakup Ağa’nın ele avuca sığmayan yaman oğlu Hızır, bu ittifaka karşı vatanını müdafaa etmek istiyordu, ama nasıl? İşlenmeyi bekleyen cevher m
200 TL.
Cengiz Dağcı, O Topraklar Bizimdi romanında bizleri yine mahzun Türk ülkesi Kırım'a götürüyor. Bu kez başkent Akmescit'in Çukurca köyüne… Onlar da İnsandı romanından tanıdığımız Çilingir'in oğlu Selim, Kızıltaş sürgününden kurtulduktan sonra Akmescit'te Rus eğitimi almış ve Çukurca köyüne Kolhoz reisi olarak dönmüştür. Toprağına can-ı gönülden bağlı Kırımlı köylüler Rus devletinin baskısından ve Kolhoz teşkilâtından öyle bezmişlerdir ki artık vatanlarından sürgün edilmemek ve hayatta kalabilmek adına sadece
230 TL.
Gönül Yonar, mitoloji çalışmalarının bu yeni veriminde, kadın arketiplerinin Türk destanları ve halk anlatılarındaki anahtar vazifesi gören temel karakterleri üzerinden bir tasnife girişiyor ve tarihsel maceramız boyunca değişmeyen bir söylen çekirdeği etrafında, kültürel etkileşimlerin ağında dönüşerek hayatımıza sürgün veren mitsel kökleri irdeliyor. Geniş Türk coğrafyasının yaygın anlatılarından süzülerek gelen alp, bilge, anne, eş, aşık, savaşçı ve yıkıcı kadın imajlarının mitsel devirlerin gölgelerinde
160 TL.
“Bağışlamak, yaş aldıkça öğrendiğimiz şeylerden biri. Kırk yaşındayken, yirmi yaşında olduğundan daha kolay oluyor.”
100 TL.
Eski zamanların birinde, bilgelik ve şiir tanrısı olarak tanınan ama hiçbir şeyle tatmin olmayan bir adam yaşarmış. Huzuruna yalnızca cesur savaşçılar ve ölümlüler çıkarmış. Mızrağında güç, omuzlarında düşünce ve hafıza… Onun tek amacı var hayatta : Daha çok bilgiye sahip olmak ! Hayat amacına ulaşmak için mantıksız hareketler etmiş, bilgelik elde etmek için çok ciddi yollara girmiş, tek gözünü bu uğurda kaybetmiş. Dokuz gün dokuz gece olümle burun buruna gelmiş. Dokun gün ve dokuz geceden sonra Rune’leri v
80 TL.
Vardığımız yerle kaçtığımız yönün aynı olmasıdır “çaresizlik”. İnsan, yaşamaya çalışır; nefes alırken boğduğu, nefes verirken yaşatmaya çalıştığı da kendisidir. Bazen bir dolambacın içinde çıplak ayaklarla kaybolursunuz. Bazen aynı yerde çıkış yolları ararsınız. Oysa maharet burnunuzun ucunu görebilmek, çözüm ise her gün önünden geçileni fark edebilmektir. Bazen durup nefes almak iyi gelir. Bazen yola koyulmak gerekir. Çözüm ise kendimizi tanımaktır. Tanıdıkça zayıf yanlarımızı, korumaya çalışırız için
190 TL.
Öyle bir hırsız düşünün ki işini hayranlık uyandıracak derecede ustalıkla yapıyor, şartlar ne olursa olsun neşesini kaybetmiyor, istemediği hiçbir şeyi yapmıyor, elinden geldiğince silah kullanmıyor ve kılıktan kılığa giriyor. Yoksullara dokunmuyor ama sonradan görme, cimri zenginlerle uğraşmaya bayılıyor. Onun için hayat bitmek bilmez bir hazine ve bütün kadınlar güzel… Kendisi herhangi biri olabilir: Şoför, tenor, kitapçı, iyi aile çocuğu, delikanlı, yaşlı, Marseilles’li gezgin bir tüccar, Rus hekim, İspa
75 TL.
“Düş kurmanın en kötü yanı, durmak zorunda olduğunuz zaman gelmesi. O zaman acı veriyor.” L. M. Montgomery’nin ölümsüz eserleri olan Yeşilin Kızı Anne, Yeşilin Kızı Anne Adanın Kızı, Yeşilin Kızı Anne Avonlea ve Yeşilin Kızı Anne Rüzgarlı Kavaklar kitaplarından oluşan 4 kitaplık harika bir set.
100 TL.
Oscar Wilde’ın 1888’de yayımlanan Mutlu Prens’teki masalları oğulları için yazdığı düşünülse de, yazar hedef kitlesini “yediden yetmişe çocuk ruhlu insanlar, şaşırma ve sevinme gibi çocuksu yetilerini koruyanlar” olarak açıklamıştır. Wilde bu masallarda bencilliği ve duyarsızlığı gözler önüne serer ve eleştirir. Onun ana masal kişileri bazen hatalarını anlayarak pişmanlık duyarlar ve özgecil davranışlar sergilerler. Kimi zaman da gözlerini kör eden kibirden bir türlü kurtulamazlar. Mutlu Prens her ne kadar
100 TL.
Zweig hayatının son dönemlerinde başladığı, taslağı 1981’de gün ışığına çıkarılan ve yayıncısı tarafından tamamlanan Clarissa’da, 1902 yılından Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesine kadar geçen dönemde, dünyanın halini genç bir kadının gözünden anlatır. Avusturyalı bir subayın kızı olan Clarissa bir manastır okulunda büyümüş, eğitimini tamamladıktan sonra Viyanalı ünlü bir sinir hastalıkları uzmanının yanında çalışmaya başlamıştır. Luzern’deki bir kongrede barışsever Fransız öğretmen Léonard’la tanışır.
240 TL.
görünür uzakta bir iğne deliği kadar tecelli ettiğinde ayrılık her şeyi sardığında ölüm hepsini kabul eder yoksulluk gelmiş bak ey kamış cem olur sırlar dilinde bin yıl daha bin yıl şimdi yol ova görünür uzakta kıldan ince kılıçtan keskin kalbim hem yokuş hem iniş her kapıda yetmiş bin şehir bahçe kuyu zincirli hepsi yedi kat yere inmiş bak yine gitmiş
100 TL.
Asaf Egeli, aradığı tasarımın yıllardır nefret ettiği bir kadında olduğundan bihaberdi. Tekrar karşılaşırsam mahvederim dediği eski aşkını, kapıları açıp içeri buyur edecek miydi? Yoksa kendi yandığı gibi onu da yakacak mıydı? Başarılı bir ayakkabı tasarımcısı olan İslem Mardan, altın başarım diye adlandırdığı kreasyonunu tanıttığı gala gecesinde, yıllar önce terk ettiği sevgilisini görmeyi beklemiyordu. İslem gerçek kimliğinin arkasına gizlenen bir tasarımcıydı, birçok insan en az tasarımları kadar yüzünü
150 TL.
Rauf... Zengin... Çok zengin... Gücünün doruğunda... İhaleler, büyük paralar, yalılar, villalar ve pek çok bürokrat emrinde... Şatafatlı bir yaşam, lüks bir hayat, konforlu bir dünyada ne istiyorsa oluyor... Satın alamayacağı hiçbir şey yok... Lakin, her şeye rağmen mutsuz... Ne kadar para kazansa da ne kadar konfor içinde yaşasa da ne kadar insana hükmetse de içindeki boşluk büyüyerek ruhunu ele geçiriyor... Ne para, ne konfor, ne lüks yaşam, ne yalılar ne villalar... Hiçbir şey... Ama hiçbir şe
180 TL.
-Tek başına yürümek için yeterli gücün yok mu? Hepimiz tamamen yapayalnız Tanrı’ya ulaşmalıyız. -Ama bana yolu gösteren sensin! -Niçin İsa’dan başka bir rehber arayışındasın? İkimiz, birbirimizi unutup Tanrı’ya dua ederken… İşte o andan daha fazla birbirimize yakın olduğumuz bir an var mı zannediyorsun? -Evet, bizi birleştirmesi için dua ettiğimde… Sabahları ve akşamları Tanrı’ya hep bunun için dua ediyorum, diye sözünü kestim. -Bunun belki de Tanrı’da birleşme olabileceğini anlamıyor musun? Erdemli bir hay
100 TL.
Suyun moleküler yapısı çok önemli. Suyun her bir hafıza hücresinde 440 bilgi hücresi var. Ve her bir bilgi hücre, etrafındaki bütün bilgileri depoluyor. Dağın zirvesindeki kaynak suyu, enerjisel açıdan normal çeşme suyundan kırk bin kat daha güçlü. Böyle bir su, insan vücudunu ve bütün sistemini canlandırmaz mı? Çocukluğumda iskeleye oturup saatlerce dalgaların sesini dinleyip ruhumun ağırlıkları dalgalara dökerek geçirdiğim zamanlarda içimde biriken pozitif enerjinin kaynağı bu muydu acaba? ***** Suyun Fıs
160 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9