Sonucu Daralt
Kategori
Yayıncı Kategori
Etiketler
Yayıncı
(x)Dergah Yayınları
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
“Aklın ölu¨mu¨ kavradığı andan itibaren ölu¨m tu¨m insani varlığa egemen olmuştur” diye başlar Altay Türklerinde Ölüm. Bugün tıbbileşmiş zihinlerimizle ölümü yaşamın yokluğu olarak görüyor, ölmeyi eksilme olarak tecrübe ediyoruz. Modern öncesi toplumlarda ölüm –Altay Türklerinin inanışında da tezahür ettiği şekliyle– yaşamın değillenmesi değil, farklı bir surette devam ettirilmesidir. Ölüm topluma aittir, çünkü ölenler ve gittikleri diyar da toplumun devamıdır. Büyük Türkolog Jean-Paul Roux, uçsuz bucaksız
230 TL.
İnci Enginün’ün makalelerini derlediğimiz serinin bu onuncu cildinde Enginün, yeni Türk edebiyatının kronolojik hattını takip ederek Mütareke sonrası Türk edebiyatını inceliyor. Serinin Savaş ve Edebiyat başlıklı bir önceki kitabında, uzun savaşlar döneminin edebiyatını ele elan Enginün, bu kitapta Millî Mücadele ve devamında yeni Türk devletinin kuruluş döneminin edebiyatına odaklanıyor. “Atatürk ve Millî Mücadele” başlıklı ilk bölümde, Millî Mücadele’nin edebî eserlere nasıl yansıdığı, devrin yazarlarını
340 TL.
İran ve Irak Selçuklu tarihinin yazarı Râvendî, Râhatü’s-Sudûr ve Âyetü’s-Sürûr’u H. 599’da (1202-1203) yazmaya başlar. Eser, esas itibariyle Selçukluların tarih sahnesine çıkışından başlayıp son Irak Selçuklu Sultanı II. Tuğrul’un dönemiyle de kapanır. Sonradan ilâve edilen bölümde ise H. 590-595 (1194- 1199) yılları arasında meydana gelen olaylar hakkında bilgi verilir. 15. yüzyılın önemli tarih yazıcılarından olan ve Sultan II. Murad döneminde Mısır elçiliği yaptığı bilinen Yazıcızâde Ali, Râhatü’s-Sudûr
420 TL.
“İslâm’ın sadasını, hakikat davetiyesini yedi iklim dört köşeye kim ulaştırıyor? Bugün için ‘Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğüt ile davet et’ emrinin gereğini kimler yapıyor?” Doğu’da Ahmet Yesevî’den başlayıp ipek yolunu kat ederek Avrupa’nın ortasındaki Blagay Tekkesine ulaştığınızda yine aynı dervişin ismini duyarsınız. İbn Arabî hayranı olan Cezayir’in milli kahramanı Abdülkâdir Cezâiri’nin de Kuzey Afrika’dan Bursa’ya gelerek Şazelî dergâhını kuran Ali Mağribî’nin de zikri birdir. Cem Sultan’ın önem
220 TL.
Cuma günleri bizi İzmir’in Güzelyalı semtindeki Hakimefendi Camisi’ne çeken caminin hocası İbrahim Ethem Sunar’dı. Namazdan önceki vaazlarında çok yumuşak, sakin bir sesle ve düzgün konuşurdu. İnsanı etkileyen bir hitabet tarzı vardı. Hutbelerinde de aynı üslubu sürdürürdü. O yıllarda Diyanet’in şimdi olduğu gibi hazır hutbe göndermediğini hatırlatalım. İbrahim Ethem Hoca vaaz ve hutbelerine iyi hazırlanr, metinlerini önceden yazardı. Ama yazılı metinden okuduğunu hiç hissetmezdiniz. Zaten konuşurken tasan
190 TL.
İÜ. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde yer alan Tanpınar Arşivi çalışmalarımızın sonucunda hazırladığımız eleştirel basımlar dizisinin ilki, güzel bir rastlantıyla Huzur’un yayımlanışının 75 yılına tesadüf etti. Bu edisyona, 1948’deki tefrikasıyla, 1949’daki ilk basımı karşılaştırmalı olarak sunduğumuz özel bir tasarımın yanı sıra, Huzur’un zengin arka planını verecek açıklamalı notlar ve sözlük ekledik. Huzur’un yaşandığı zamanların İstanbul’unun fotoğrafları ve mekânlarının çizimlerini Tanpınar’ın “Bu r
950 TL.
Huzur, bir günün bin yıl gibi yaşandığı ihtişamlı bir aşkın anlatısı mı? Artık çoktan göçmüş, ihtişamlı bir medeniyetin ardında bıraktığı huzursuzluğun anlatısı mı? 1948 tarihli tefrika duyurusundaki ifadeyle, “Harbin başladığı günün hudutlardan, siyasi muhitlerden, muharebe meydanlarından uzak hikayesi” mi? Bütün bu soruların birbirlerinin yerine geçerek bütünleştiği, bir olduğu; aynı anda hepsinden uzak, aynı anda hepsine yakın müphem bir içselliğin, müstesna bir varoluş sembolizmiyle İstanbul’un hafızası
340 TL.
Mahur Beste, kahramanı Behçet Bey’i bir yerde bırakıp bambaşka ilişkilerin ağına açılan hikâyesiyle, Tanpınar’ın, tamamlanmamışlık üzerine kurduğu evreninin ilk romanıdır. Osmanlı toplumunun çözülüş yıllarının krizlerini, katmanlı arka planlarla birbirine bağlayan özelliğiyle, Tanpınar’ın bütün romanlarının yapısına ilişkin işaretler verir. Babalar ve oğullar mitosundan hiç de uzak düşmeyen bürokrasi çatışmalarının ortasında, kırık bir aşkın ardından bestelenen Mahur Beste vardır. Tanpınar, bu bestenin ardı
160 TL.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdullah Efendi’nin Rüyaları hikâyesinin tefrika duyurusunda, Türk hikâyesinin bu garip kahramanını şöyle tanıtır: “Abdullah Efendi nedir? Belki de herkeste ondan bir parça vardır. Abdullah Efendi arzuyu kendisinde öldürememiş fakat ona serbestçe de yol verememiş bir tiptir. Melek değildir, fakat melek kanadı takmış bir hayvana çok benzer.” Geçmiş Zaman Elbiseleri, Bir Yol, Erzurumlu Tahsin ve Evin Rüyası’nın kahramanları da Abdullah Efendi ile aynı talihi ve trajik varoluşu paylaşırla
130 TL.
Monsieur Teste’i 1926 senesinde Ankara’da ve bir gece içinde okuduğumu şimdi çok iyi hatırlıyorum. Kitabı bitirdiğim zaman yatağımın yanı başındaki rafta sıralanmış kitaplara, sevdiğim münekkitlere biraz darılmış gibiydim. Bütün o Anatole France’lar, Verlaine’e o kadar anlayışsızca çatmasına rağmen muhakemesinin dürüstlüğünü sevdiğim Jules Lemaître’ler, bazı buluşlarını, mesela üslupların değişmesinin mekanizmasını çok iyi anlatan dissociation des idées fikrini pek beğendiğim ve inandığım Gourmont’lar hepsi
160 TL.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Yaz Yağmuru hikâyesinin tefrika duyurusunda şöyle yazar: “Yazdıklarım içinde beni en şaşırtanıdır. Kahramanları, kendileri bana geldiler, konuştular, günlerce beraberimde kaldılar ve gittiler… Hemen hemen beni hiç işlerine karıştırmadılar. Ben sadece onların emrinde idim…” Yaz Yağmuru ile birlikte, Teslim, Acıbadem’deki Köşk, Rüyalar, Âdem ile Havva, Bir Tren Yolculuğu ve Yaz Gecesi’nin, kimliklerini kendi kaderleriyle inşa eden kahramanları ise, bu kez, tesadüflerin ardı sıra açılan g
130 TL.
Jean-Paul Roux meşhur eseri Altay Türklerinde Ölüm’ü yazmak için yaptığı araştır-malar sırasında Altay Türklerinin hayatlarının ve onları çevreleyen tabiatın da çok geniş bir anlam dünyasıyla dolu olduğunu keşfeder: Altay Türklerinin ölüme dair tasavvurları aslında yaşamı nasıl anladıklarının aynasıdır. Orta Asya’da Kutsal Bitkiler ve Hayvanlar Roux’nun Altay Türklerine ve onların dünyasını oluşturan bitki ve hayvanlara dair, kendi öngöremediği, ama elindeki malzeme-nin adeta kendini dayatmasıyla yazmak zor
400 TL.
Bizde hem dünyanın en zayıf varlığı olan ferdiyetimiz, hem de en kuvvetli varlık olan sonsuzluk barınıyor. İkisinin istekleri var; ikisinin de isteklerine hizmet etme durumundayız. İnsanda âdeta iki kalp barınıyor, hem de birbirlerinden habersiz olarak. Birinin istediğini öbürü bilmiyor. İrademiz, ferdî varlığımızın kazanç ve zafer isteklerinin üstüne yükseliyor. Sonsuzluğa götürmeyen zafer, bu Allahsız kazanç, bunalma değil midir? Pişmanlıkla ve varlığımızı bölmekle nihayetlenmez mi? Kendi kendimizin olmak
230 TL.
Her zaman sessizdir oluşun masumiyeti Ego primum tollo, nominor quoniam leo Güçlü olan alır, güçlü olan kalır, güçlü olan güçtür Güçsüzlerin yanında nefes al Konuşamaz onlar, senin ruhuna bakarlar Anlamadan edemezsin, gözleri olan hiçbir şeyi.
100 TL.
XV. yüzyılda Abdürrahim Merzifonî, Türkistan’da seyrusülûkunu Zeynüddin Hâfî’nin yanında tamamladıktan sonra mürşidi onu şu cümle ile Diyâr-ı Rum’a yani Anadolu’ya gönderir: “Bir aşk kütüğü yaktık, Rum üzerine attık.” Tasavvuf kültürü sûfîler, kitaplar, tarikatlar ile birlikte bir diyardan başka bir diyara ulaşır. Dervişlerin ulaştığı şehirler, tarikatların yerleştiği beldeler, kitapların buluştuğu çehreler yeni anlayışlar ortaya çıkarır. Doğu topraklarından Anadolu’ya gelen sûfîler, tasavvuf kültürü ve neş
300 TL.
Fikret’i sadece devri ve çevresi ile izaha imkân yoktur; zira o devirde ve çevrede yetişenlerden hiçbiri Tevfik Fikret’e benzemez. Fikret’te yalnız kendine has bir şey vardır ki, o da bir sanat eseri gibi işleyerek “şahsiyet” haline getirdiği mizacı ve karakteridir. Mehmet Kaplan Mehmet Kaplan’ın 1943 yılında kaleme aldığı Tevfik Fikret’in Şiiri başlıklı doçentlik tezine dayanan bu eserin ilk baskısı 1946’da Tevfik Fikret ve Şiiri ismiyle yapılmış; 1971’de ise genişletilerek Tevfik Fikret: Devir - Şahsiyet
230 TL.
Şiir Tahlilleri 1’in devamı olan ve Cumhuriyet dönemi şairlerinin eserlerine yoğunlaşan Şiir Tahlilleri 2 ile Mehmet Kaplan, yeni Türk şiirini bütünüyle işlemiş olmaktadır. Eserde yer alan bazı isimler şiiri bırakmış veya şiirleri unutulmuş olmakla birlikte bu tür güncel eserlerde, o isimlerin de yer alması kaçınılmazdır. Kaplan, birinci ciltte kullandığı yöntemini bu eserinde de devam ettirmiştir. Mehmet Kaplan’ın denemelerinde yer alan başka şiir tahlilleriyle birlikte ele alındığında, onun yaşadığı günün
360 TL.
Türk dili ve kültürü üzerinde söz söyleyenler, ayrı kanaat ve ilkelerden hareket etmenin tabii neticesi olarak ayrı neticelere varmaktadır. Ayrı ilkeleri belirleyen temel unsurlar arasında Türk kültürünün kaynakları, İslâm dininin Türk toplumunun yapısına etkileri ve Batılılaşma meselesinin boyutları gibi önemli konular vardır. “Eşyayı kullanma ve ona hâkim olma tarzı” şeklinde tarif edilen kültür, birçok yerde ancak dil sayesinde ifadeye bürünmekte ve manalar kazanmaktadır. Bu noktada dili kültürden, kültü
200 TL.
Asıl mesleği astsubaylık olan Abbas Hilmi Erhan (Saraybosna 1900-İstanbul 1983) 1970 yılında, 25 Ocak-2 Mart tarihleri arasında karayoluyla gerçekleştirdiği hac yolculuğunu iki deftere, eski yazı ile gün gün kaydetmiş. Tahsil yıllarından itibaren aldığı askeri disiplinden olacak ki bazen saatleriyle birlikte tarihleri, yer ve mekân adlarını, camiler başta olmak üzere mabetleri, hac ibadetinin bütün anlarını, ziyaretgâhları, kendisi başta olmak üzere hacıların halet-i ruhiyelerini, etrafta gördüğü kurumları,
160 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2