İbnu’l-Harrât’ın gençlere yönelik olarak yazmış olduğu bu eserde müellif belli başlı konularla gençlere dini öğretmeyi amaçlamaktadır. Eserde yer verilen hadisler itina ile seçilmiştir. Müellifin bir konu ile ilgili birbirini tamamlayan rivayetlerden bazılarını aktarıp diğerlerine yer vermemesi gençlerin anlayabileceği rivayetleri dikkate aldığını göstermektedir. Aynı durum kitapta yer verilen bablarda da müşahede edilmektedir. Bablar ilk olarak imanın ve İslâm’ın beş şartını ihtiva eden konuları içermekte

“Oynayan Gözler” serisi, bebeğiniz için yeni bir eğlence kaynağı olacak! Bebeğiniz oynayan gözlerle oynarken çok güzel vakit geçirecek. Ayrıca bu sevimli kitaplar sayesinde hayvanları tanıyacak ve isimlerini öğrenecek. Kutulu sette 4 kitaptan 10’ar adet olmak üzere toplam 40 kitap bulunmakta. Kutu İçeriği: 1- Hayvanlar – 10 adet 2- Orman Hayvanları – 10 adet 3- Yavru Hayvanlar – 10 adet 4- Çiftlik Hayvanları – 10 adet

Karanlığın tek suçlusu oydu sanki. O yargılayan gözler bırakmıyordu peşini, adım attığı her yerdeydi. İnsanlar kayboluyordu çevresinden. Bir yüzük parmağından kayıp gidiyor, öylece düşüyordu İstanbul Boğazı’na. İstenmiyordu Eşref. Dışlanıyor, sürülüyordu. Eski, soğuk bir evde açıyordu gözlerini. Takvim yapraklarını yırtıyordu her sabah. Birgün o fazla iddialı dediği sözü gördü bir takvim yaprağında. “Vefa, geçmişin gölgesinde değil geleceğin ışığında yaşamaktır.”

Yunus’un; “Canlar canımı buldum, bu canım yağma olsun.” diye tarif ettiği derviş misali nice gönüllerde taht kurdu Dr. Ayşe Hümeyra Ökten. Tek bavul dünyalığı ile bize adeta, “Yunus ne hoş demişsin/ Bal u şeker yemişsin/ Ballar balını buldum/ Kovanım yağma olsun.” diyordu. Dünya gurbetti ve Dr. Ayşe Hümeyra Ökten, söze sığmayacak güzel bir ömür yaşayıp Medine-i Münevvere’de asli vatanına kavuştu. En sevdiğinin yakınında... Söz, ne kadar kifayetsiz onu anarken… Hatırası taptaze… Bu kitapta, dostlarının

“Masumlar ölürken bana ilişmesinler diye Ben de girdim şom halkaya keyifle alkışladım İyelere, ıssılara, tanrılara hediye: Yaylanın sahiplerine ruhumu bağışladım” Bu şiirler fısıldamaz; bağırır, haykırır, sarsar! Cin Düğünü, kadim Türk coğrafyasının karanlık köşelerinden yükselen bir ağıt, bir meydan okuma, bir ritüel. Bahadırhan Dinçaslan, okuyucuyu cinlerin halay çektiği, yıldızların küstüğü, rüzgarların öfkeyle savrulduğu bir evrene davet ediyor. Avşar dağlarının yalnız kurtları, unutulmuş tanrılar

“Endişelenme dayı… Aşk öldü. İçinden aşk giden kişi artık bir cesetten ibarettir. Aşk gitti, bitti.” dedi kinayeli sözleriyle sitem eden Kıvanç. Nefes almak anlamsızdı. Sabahı müjdeleyen güneşin ilk ışıkları umurunda değildi. Hayata dönmek, mutlu olmak, hiçbir şey olmamış gibi yaşamak, hayata devam etmek Kıvanç’a göre değildi. Elfida olmadan hayat yoluna devam edebilme gücünü kaybettiğine kendini çoktan inandırmıştı. Onun nefes almadığı bir dünya, anlamsız ve boştu. Sanki onsuz yaşamak zorunda olduğu bedeni

Kalpten Bir Not Hiç ummadığın yerden çiçek açar ya insan... Beklentinin tükendiği, “bitti” dediğin yerde. En çaresiz olduğun anı düşün. O gün de geçmedi mi? Yeniden gün doğmadı mı? Güneşe “merhaba” demedin mi? Her yeni gün yeni mucizelere gebedir. Günün nasıl geçeceğini sen şekillendir. Nasip, gayrete âşıktır. Gayret et ki nasibin gelsin... Gayret et ki her yeniden başladığın gün, İçindeki umut seni bulsun. İster iş olsun bu, ister aşk...

Uykunun derinliklerine inerken duyulan gizemli bir ses… Gece yarısı hipnoz olup cinnet getiren insanlar… Dünya’nın önde gelen devlet adamlarını bekleyen korkunç bir son… Ve emniyetin gözü pek amiri Metin ile Profesör Nick’in adamları arasında yaşanan çetin bir mücadele… İçeriğini sır gibi sakladığı tez çalışması ile bilim dünyasında çığır açmayı planlayan Dr. Sedat, tehlikeli planları olan Profesör Nick ve adamlarının hedefindedir. Yıllar sonra tesadüfen karşılaştığı çocukluk arkadaşı Orhan’ın psişik yeten

Bu çalışmada, Turan uygarlığının dünyada en eski medeniyet olması meselesi analiz edilerek Turan mefkuresi ve Turancılık felsefesi bütün yönleri ile incelenmektedir. Turan mefkuresiyle birlikte Turan uygarlıklarının tarihine, mahiyetine ve günümüzdeki yerine ışık tutulmakta; Turan-Avrupa, Turan-Aryan/İran ideolojik ve ahlaki-felsefi mücadeleleri yansıtılmaktadır. Türk halklarının oluşumu ile birlikte onun etnogenezi, dini-felsefi dünya görüşü geniş bir şeklide incelenmekte; Tanrıcılık felsefesinin mahiyeti

Bu çalışmada, Turan uygarlığının dünyada en eski medeniyet olması meselesi analiz edilerek Turan mefkuresi ve Turancılık felsefesi bütün yönleri ile incelenmektedir. Turan mefkuresiyle birlikte Turan uygarlıklarının tarihine, mahiyetine ve günümüzdeki yerine ışık tutulmakta; Turan-Avrupa, Turan-Aryan/İran ideolojik ve ahlaki-felsefi mücadeleleri yansıtılmaktadır. Türk halklarının oluşumu ile birlikte onun etnogenezi, dini-felsefi dünya görüşü geniş bir şeklide incelenmekte; Tanrıcılık felsefesinin mahiyeti

Dünya üzerinde Türk Boğazları kadar stratejik önemi haiz pek az yer vardır. Bu durumu Napolyon Bonaparte’ın, “O dar Boğazları Rusya’ya bırakmaktansa Dünya’nın yarısını bırakmayı tercih ederim.” sözleri en iyi şekilde anlatmaktadır. Bu çalışma, Türk Boğazları’nın önemini ve tarih içinde Boğazlar’da uygulanan geçiş rejimlerini incelemektedir. Diğer taraftan, halen yürürlükte bulunan ve Türk diplomasi tarihinin yüz akı konumundaki Montrö Türk Boğazları Sözleşmesi’nin ortaya koyduğu olağanüstü denge düzenini v

Okul ve eğitim, politik kültür ve değerlerin üretildiği ve öğrenildiği alanlardır. Eğitimin temel amaçlarından biri, bireyin topluma uyum sağlaması ve sosyalleşmesidir. Eğitim ve politika ilişkisi bağlamında düşünüldüğünde, insan bu kavramların her birini “özne” olarak etkilemekte, aynı zamanda bu kavramların nesnesi olmaktadır. “İyi vatandaş yetiştirmek” olarak tanımlanan bu hedef, eğitimin politik yönünü vurgulamaktadır. Bilimsel, toplumsal, ekonomik ve siyasal alanda meydana gelen değişimler doğal olara

İnsan varoluşun anlamını düşünen, merak eden ve hisseden bir varlıktır. Peki, insanın yaratılışı, gelişimi, psikolojisi ve değerleri üzerinde ne kadar düşünüyorsunuz? “Ve İnsan” isimli eserimiz, insanın kendisini tanıma yolculuğuna ışık tutan, çocukluktan yaşlılığa kadar hayatın farklı evrelerini ele alan bir rehber niteliğinde. Bu kitap, insanın iç dünyasına dair sorulara cevap ararken, psikolojik engellerden kişisel gelişime, çocuk eğitiminden değerler eğitimine kadar geniş bir perspektif sunuyor. Günümü

Yaradana Mektuplar, yalnızca Bedri Rahmi’nin şairliğini değil, Anadolu’nun toprağından, insanından ve inancından süzülüp gelen bir çağrının da sesini taşır. Eser, mısralarıyla hem bir iç muhasebe hem de bir milletin hafızasına yazılmış edebî bir duadır. Cumhuriyet devri şiirimizin hem halk hem divan hem de modern kaynaklarla kurduğu gönül köprüsünde en özgün ve en derin seslerden biri olan Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun, 1941 yılında ilk kez neşredilen ve büyük ustanın ilk şiir kitabı olma hüviyetine sahip Yarad

19. Yüzyıl Avrupa Resim Sanatında Edebî Konulu Resimler adlı bu çalışma, edebiyatın resim sanatında nasıl canlandırıldığı üzerinde durmaktadır. 19. yüzyıl, Avrupa için önemli gelişmelerin yaşandığı oldukça hareketli bir çağdır. Bu hareketlilik -dönemin şartlarına bağlı olarak- bir önceki akıma duyulan tepkinin ortaya çıkardığı akımların çeşitliliği ile sanata da yansımış; ekonomik ve toplumsal yaşamdaki gelişmeler sanatın dili ve ifade biçimini etkilemiştir. Edebiyat ve resim arasında da bu etkileşim söz ko

En derinlerimizde saklı bir hüzün, parıltısını kaybeden bir balığın gözlerinden dünyaya açılan yeni bir pencere… Denizin derinliklerinde yaşayan çirkin ama bir o kadar da özel bir balık: Dülger Balığı. Bir zamanlar korkutucu bir deniz canavarı olduğu söylenirken, şimdi uysal ve kırılgan bir yaratığa dönüşmüş, usul usul en diplerde hayatına devam etmiştir. Sudan çıkınca küsen, gözlerinde tarifsiz bir hüzünle bakan bu balığın vedasıysa bir o kadar uzun ve sessizdir. Denizlerin uçsuz bucaksız maviliğinde süz

Gökçen, her yerde çöplere rastlıyordu: bahçede, sınıfta, sokakta... Peki, bu çöpler nereye gidiyordu? Yok mu oluyorlardı, yoksa sadece gözden mi kayboluyorlardı? Derken, tuhaf bir rüzgâr Gökçen ve arkadaşlarına beklenmedik bir cevap verdi. Eyvah Başımız Çöplerle Dertte, çocuklara çevre bilinci kazandırırken daha temiz ve yaşanabilir bir dünya için harekete geçme ilhamı verecek. Çocuklarda çevre farkındalığı oluşacak ve daha yaşanılır bir dünya için çabalayacaklardır.

İmam-ı Gazâlî Hazretleri'nin orijinal ismi Emri Bi’l-Maruf ve Nehyi Ani’l-Münker olan İyiliği Emretmek ve Kötülüğü Yasaklamak isimli bu kıymetli eseri, İslâm'ın çok mühim ve temel prensiplerinden olan "iyiliği emretmek ve kötülüğü yasaklamak" vazifesini kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Eser, bu sorumluluğun farziyetini, şartlarını, derecelerini ve edeplerini detaylı olarak incelemektedir. İmam-ı Gazâlî Hazretleri, "emri bi’l-maruf ve nehyi ani’l-münker" vazifesinin bireysel, ailevi ve toplumsal hayattak

Hayalet korkusu yetmezmiş gibi bir dizi korkuyla baş etmeye çalışırken hayal kurmaktan vazgeçmeyen çocuklar için yazılmıştır. Çünkü küçük hayaletler de korkabilir bu da oldukça normaldir! Ama yine de bu korkuyu yenmek gerekir…