Bu hikâye; sadece bir hayatın anlatısı değil, bir kulun “benlik” karanlığından “biz”in aydınlığına, oradan da “O”nun sonsuz rahmetine yürüyüşünün hikâyesidir.
Bu sayfalarda kendi yalnızlığınızın sesini, kendi dehlizlerinizde kaybolmuşluğunuzu ve içinizdeki o suskun çığlığı duyacaksınız. Sahip olduğunuz her şeyin bir “emanet” olduğunu hatırlayacaksınız.
Ve gecenin en karanlık vaktinde yansıyan bir umut ışığıyla yolunuzu bulacaksınız:
“Emaneti taşıdığını bilen insan asla yıkılmaz. Her düşüş bir doğruluş, her kırılış daha güçlü bir diriliş, her kaybediş asıl olanı bulmak içindir.”