Sahnenin Dışındakiler, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Mahur Beste’de başlattığı kırık hikâyeyle Huzur’daki iç ritmi, bu kez işgal İstanbul’unun sokaklarına ve salonlarına taşıdığı üçlemenin ikinci halkasıdır. 1950 tarihli tefrika duyurusu romanı, “Okuyucular bu eserde işgal altındaki şehrin ızdıraplarını, değişmelerini, eski bir âlemin yıkılışı içinde yeninin hazırlanışını görecektir,” şeklinde sunar.
Anadolu’da Millî Mücadele bütün ağırlığıyla sürerken, sahnenin dışındakiler İstanbul’da kendi iç karmaşalarıyla baş başadır. Yıkımın, belirsizliğin ve yoksunluğun içinden sahneye bambaşka bir hikâye çıkar: Kadının ve kimliğinin hikâyesi. Sabiha, sahneye çıkan ilk kadın olarak modern Türkiye’yi temsil edecektir.
Sahnenin Dışındakiler, geçmişle şimdi arasındaki kırılgan bağın hikâyesidir.