Bu eser, İlmî Mehmed Dede’nin Şerh-i Cezîre-i Mesnevî isimli eserini merkeze alarak ve Cevrî Çelebi’nin Aynu’l-Füyûz ve Hall-i Tahkîkât’ından da istifade ederek mensur ve manzum iki şerhi bir araya getirmektedir. İlmî’nin şerh ettiği her beytin ardından Cevrî’nin Aynu’l-Füyûz’undan ilgili bölümün manzum şerhine yer verilmiştir. Aynu’l-Füyûz’da bulunmayan ilk on sekiz beyit için yine Cevrî’nin aynı üslupla kaleme aldığı Hall-i Tahkîkât isimli şerhinden istifade edilmiştir. Okurlarımızın hem üç ayrı eserden birlikte istifade etmeleri, hem de nesir ve nazım zevkini bir arada tatmaları için tercih ettiğimiz bu yol, farklı zamanları birbirine bağlıyor ve bir devamlılık örneği sunuyor.
Yusuf Sîneçâk Dede’nin Mesnevî’den seçtiği beyitlerden müteşekkil olan Cezîre-i Mesnevî klasik dönemde türünün ilk örneği kabul edilen Mesnevî literatürünün mütevazı ancak etkisi geniş numûnelerindendir. Öncelikli olarak Mevlevî dervişleri için tarikat usulünü Mesnevî üzerinden talim için kaleme alınmış olan eser, ikincil olarak küçük bir Mesnevî anlama kılavuzu olma özelliği de taşımaktadır. Eserde 34 başlık altında tasavvufun amelî konularına ait 366 beyit bir araya getirilmiştir.