Yaşadıklarımız, olmuş bitmiş ve geride kalmış hatıralardan ibaret değildir. Yaşanan her olay, bir başka yaşanacak olana ışık, ayna, yol ve rehber olmaktadır.
Ne tüm iyilik ve güzellikleri biz yaşarız ne de tüm şer ve kötülükler bizim başımıza gelmektedir.
Bazen hayatın tükenmişlik/bitmişlik noktasında, öyle bir fırsat ve imkân çıkar ki, yeniden doğmuşçasına çalışır, kulluk eder ve başkalarına umut aşılarsınız.
Bazen bir fırıncının sıcaklığıyla karşılaşır, mutluluğu ondan devşiririz. Fırınında pişer, Hz. Mevlanâ’nın izinde ‘hamlığımızı’ gidermeye çalışırız.
Babaannemin bize söylediği gibi, hayata olumlu bakın, kötü, şer ve olumsuzu dinlemeyin ve ona şahitlik yapmayın. Yani kendinizde yeni dirilişler gerçekleştirin.
Babaannemin yüreğinde biriktirdiği ve bize ahlâk, edep, haya, vefâ, hayır ve iyiliklerle geri dönen erdemleri, onun sandığında somutlaşır.