Sonucu Daralt
Kategori
(x)Diğer
Yayıncı Kategori
Etiketler
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 400-420 / Aktif Sayfa : 21
Bir sonraki soru gece namazına dairdi ve neden o kadar namaz kılsa da hiç bir şey olmuyordu. Hamid o günlerde namazının bir dekordan ibaret olduğunu düşünüyordu; korkuyla karışık bir hâl olarak görüyordu. Tıpkı kendisine sürekli olarak her gün bir saat boyunca bu düğmeye basmazsan hayatın yerle bir olacak denilen ve bu sözü ciddiye alıp bir kez bile basmamayı aklından geçirmeyen kişi gibi. Seyyid Musa, Hamid’e cevap vermek yerine şöyle demişti: "Kuyumcularda mihenk taşı denilen bir taş var, hiç gördün mü?"
120 TL.
Çihil Meclis İlhanlılar döneminde, İran’da yaşamış Kübrevî şeyhi Alâüddevle-i Simnânî’nin sohbetlerinin, müridi Emir İkbâl Sistânî tarafından yazıya geçirilmesiyle meydana gelmiş ya bir metin. Pek çok açıdan Simnânî’nin en önemli eserlerinden olup hem Simnânî’nin hayatı hem de diğer Kübrevî şeyhlerinin hayatlarıyla ilgili önemli bilgiler ihtiva etmektedir. Kübrevîlik yanında, Simnânî’nin yaşadığı dönemle ilgili olarak İlhanlı tarihine dâir kaynak bir eser olan Kırk Meclis, Simnânî’nin tasavvuf anlayışını ya
200 TL.
“Cenâb-ı Hüdâ’nın bitmez tükenmez ilminin göstermesiyle, “varlığı âlemlere rahmet” övgüsünü her mânâsıyla, her şümûlüyle doğrulayan Peygamber Efendimiz, ahlâka, topluma, iktisat ve siyasete dair, velhâsıl dünyaya, âhirete ait bilcümle meseleler hakkında hükümler ve kanunların en yüce düsturlarını Kur’ân ile, hadisler ile tebliğ etmiştir. Efendimiz, âlî davranışları ve uygulamaları ile bunları tatbik edip göstermiş ve gelecekteki insanlığı, gelecekteki ihtiyaçları hikmetli nazarından uzak tutmamıştır. Nûr-ı
100 TL.
TANITIM YAZISI Büyük İslâm âlimi Ebu Ubeyd el-Kâsım b. Sellâm’ın Kur’ân’ın ve bazı sûrelerin faziletiyle çeşitli âyetlerin tefsirine dair eseri Fedâilu’l-Kur’ân, bu konuda te’lif edilen ve günümüze ulaşmış olan en eski eserdir. Kitap üç ana konu üzerine te’lif edilmiştir. Bunlar fedâil, meâlim ve âdâb konulardır. Ebû Ubeyd, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den, sahâbeden, tâbiûndan ve onlardan sonra gelen âlimlerden nakillerde bulunmak suretiyle eserini meydana getirmiştir. Eserinde yer yer kendi değer
460 TL.
Saadet Nevâlesi, yüzyıllardan beri süre gelen dinî tartışma konularından biri olan elfâz-ı küfr (küfür olan sözler) kavramı hakkında Minkârî Alî Halîfe tarafından telif edilmiştir. Eserin telif edildiği dönem dinî ve sosyal hayata etki eden Kadızâdeliler ve Sivâsîler tartışmasının hararetli zamanlarına denk gelmektedir. Risâle-i Sa‘âdet-Nevâle içeriği itibariyle Kadızâdeliler ve Sivâsîlerin yazmış olduğu eserlerde de müstakil bölümler halinde bulunan elfâz-ı küfr bölümlerine benzemektedir. Bu benzerliğin ne
180 TL.
Elinizdeki kitap din psikolojisi, din sosyolojisi ve din eğitimi gibi alanlarda gerçekleştirilen nicel araştırmalarda kullanılan en temel istatistiksel analizleri içermektedir. Konuyla ilgili örnekler de bu alanlarda yapılan araştırmalardan verilmektedir. Kitabın amacı, söz konusu alanlardaki araştırmacılara giriş niteliğinde bilgiler sunmak ve nicel metotların din bilimleri alanındaki uygulanabilirliğine dair fikirler vermektir. Kitapta nicel analizler belirlenirken Türkiye’de söz konusu alanlarda en sık r
270 TL.
Âlimlerin iktidarla ilişkileri nasıldı, sorusuna cevap bulmak amacıyla kaleme aldığımız bu çalışmada dönemin etkili olan dört âlimini inceledik. Bu dört âlim de yaşadıkları dönemden itibaren İslâm ilim geleneğinde önemli bir yere sahipler… Bunları yöneticilerle ilişkileri çerçevesinde ele alırsak, yöneticiye isyan edenden, yöneticilerle işbirliği yapana farklı pozisyonlarda durmuşlardır. Bunlardan daha önce emrinde çalıştığı Haccâc’a isyan eden ve bu sebeple idam edilen Saîd b. Cübeyr, ele aldığımız âlimler
180 TL.
Bugün nahiv söz dizimi, cümle bilimi, sentaks terimleriyle karşılanır ve dil bilgisinin söz dizimi kurallarıyla i‘rab olgusuna ilişkin kısmını içerir. Bu bakımdan nahvin konusu terkip ve cümlelerin kuruluşu, öğeleri, çeşitleri, i‘rab olgusu, âmiller, mâmuller, i‘rab alâmetleri, mu‘reb ve mebnîler gibi meseleleri kapsar. Elimizdeki bu kitap; Birgivi’nin Avâmil ve izhar, ibni Hişam’ın kefiye adlı üç eserden müteşekkildir. Kitap tamamen yeni dizgi, renkli baskı, gerekli yerler renkli işaretlenerek k
270 TL.
Mezhebî tefsir ekolleri arasında Mu‘tezile’nin, Mu’tezilî müfessirler arasında da Zemahşerî’den (öl.538/1144) önce yaşamış olan Kâdî Abdülcebbâr’ın (öl. 415/1025) ayrı bir yeri vardır. Kitabımızdaki temel hareket noktamız, İslâm düşüncesinde önemli bir yeri olan bu müfessirin Kur’ân’da tenzihle anlam ilişkisi olan ifadeleri nasıl yorumladığını ortaya koymak olmuştur. Araştırmamızda dördüncü asrın ikinci yarısı ve beşinci asrın ilk çeyreğinde yaşamış olan bu müfessirin tenzih konusunu yöntem olarak nasıl ele
250 TL.
Tükendi
Şeytana Uyanlar, 22 Şubat-30 Nisan 1931 tarihleri arasında Yusuf Ziya Ortaç’ın yönettiği Yılmaz gazetesinde 65 tefrika hâlinde yayımlanmış benzersiz bir Peyami Safa metnidir. Roman, Batı edebiyat kanonunun en büyük eserlerinden Faust’a dair uyarlamaların, anlatının neredeyse tüm unsurlarını taşıyan dilimizdeki ilk modern örneğidir. Peyami Safa, Batı geleneğindeki dünyevi bilgi-ilahi idrak karşıtlıklarının çemberine girmeden Türk okuru için daha ilgi çekici olan yoksulluk ve yoksunluğu yoldan çıkarıcı motif
130 TL.
Mûcize, Allah’ın kendilerini tasdik etmek amacıyla peygamberlerinin elinde yarattığı, insanların gücünü aşan ve hiçbir şekilde benzerini yapamadıkları olaylardır. Peygamberin nübüvvetinin bilinmesinde mûcizenin zorunlu olduğunu kabul eden Mu‘tezilî âlimler, yaratılmışların faydasına olması nedeniyle peygamber göndermeyi Allah’a vâcip kabul etmişlerdir. Onlar, Allah’ın elçisini diğer insanlardan ayrışması maksadıyla elinde olağanüstü bir olay ızhar etmek suretiyle doğrulaması gerektiğini ve bunun Allah’a vâc
230 TL.
Ömer Fuadi (1560-1636), Kastamonu’da yaşamış Osmanlı mutasavvıf müelliflerindendir. Babası Şa’ban-ı Veli fukarasından Himmet Dede’dir. Fuâdi, 9 yaşına kadar çocukluğunu Şa’ban-ı Veli (ö. 976/1568) gibi şeyh, mutasavvıf bir zatın sohbet ve irşadları altında manevi bir iklimde geçirmiş, 27 yaşında Şabâniyye’nin üçüncü postnişini olan Şeyh Abdülbaki Efendi’ye intisap etmiştir. Ömer Fuadi’nin toplam on yedi yıllık müritlik hayatı, Muhyiddin Efendi’nin vefatıyla noktalanmış ve bu tarihte Şa’ban-ı Veli dergâhı
180 TL.
Bu eserde Osmanlı’nın son döneminden dört (M. Sadık Rıfat Paşa, Mustafa Reşid Paşa, Said Halim Paşa ve Filibeli Ahmet Hilmi), Cumhuriyet döneminden de üç düşünür-bilgini (Erol Güngör, Cemil Meriç ve Nurettin Topçu) tercih edilerek modernleşme bağlamında Türk düşüncesi anlaşılmaya çalışılmıştır. Yalnızca bahsi geçen düşünürlere ve düşüncelerine bakıldığında düşünce dünyamızın çok zengin olduğu görülecektir. Türk düşünce tarihinde düşünürlerin kuşatıcı birikimleri sosyal bilimci yönleriyle ele a
190 TL.
Hakikati araştırma görev ve sorumluluğuna muhatap olarak yaratılan insan, her şey gibi ahlâkın da kökeni ve dayandığı ilkeleri aramak ihtiyacı içindedir. Çünkü, bütün davranışlarını aklî ve ahlâkî kanunlara bağlı olarak düzenlemeye mecbur olan insan için, kendi yaradılış ve tabiatına uygun, kurucu ve düzenlenmiş bir ahlâkın mevcûdiyetini kabul etmek zaruridir. Psikoloji, mantık ve metafizik gibi felsefî ilimler arasına ilave edilen ahlâk ilmi, son dönem Avrupa filozoflarından bazılarının derin tetkik ve
180 TL.
11. asırdan itibaren şekillenen vird geleneğinde evrâd ve ahzâb kitapları oluşturulmuş, bunların meşhurları şerhedilmiştir. Bunlardan biri Muhyiddin ibn Arabî Hazretleri’nin Devr-i A’lâ’sıdır. Harîrizâde Seyyid Muhammed Kemaleddîn Efendi bu virdi Fashu Dürri’l-A’ğlâ Şerhu Devri’l-A’lâ adıyla şerh etmiştir. Harîrizâde eserini: "Kibrît-i ahmer, misk-i athar, dürr-i ezher, Şeyhü’l-Ekber -muhyi’l-milleti ve’l-hakîkati ve’d-dîn kuddise sirruhu’l-metîn- Hazretleri’nin avam ve havas arasında meşhûr ve livâsı menşû
160 TL.
Mağrib Ulularının Sözleri müellifi ve yazım tarihi şimdiki kayıtlara göre bilinmeyen yazma bir eser. Girişte müellif eserini Ahsenü'l-Mesâliki'l-Müncî mine'l-Mehâliki min Tahrîrâti Ba'zı Sâdâti'l-Arabi fi'l-Ğarbi ismiyle tanıtıyor. Tasavvufi bir muhtevaya sahip olan eser, çoğunluğu Mağrib ulemasına ait olan sözlerden ve bu sözlerin şerhlerinden meydana gelmekte. Bu risalede sistematik bir şekilde başta tasavvuf kelimesinin kökeni, tanımı, tasavvufun erkânını ifade eden terimlerden tecrîd, safâ, vefâ, fen
120 TL.
Başta Buhara ve Semerkant şehirleri olmak üzere Mâverâünnehir bölgesi, asırlarca İslâm ilim ve irfan geleneğinin en önemli menba ve madenlerinden biri olmuştur. Klasik kaynaklarımızda “İslâmın kubbesi” ve “dünya cennetlerinin en önde geleni” şeklinde tavsif edilen bu iki şehir, sayısız âlimi, ârifi, dehâyı, manevî önderi yetiştirmiş; bu kişiler İslâmiyete ve beşeriyete büyük hizmetlerde bulunmuştur. İslam âleminin özellikle 18. asır ve sonrasında içine sürüklendiği kriz döneminden Mâverâünnehir de nasibi
180 TL.
Senûsîler ve On Üçüncü Asrın En Büyük Mütefekkir-i İslâmîsi Seyyid Muhammed es-Senûsî, Abdülhamîd ve Seyyid Muhammed el-Mehdî ve Asr-ı Hamîdî’de Âlem-i İslâm ve Senûsîler adlı bu eser, Osmanlı Devleti’nin son dönem önemli mütefekkirlerinden Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi’nin dînî ve fikrî sahadaki tefekkürünü ortaya koyan eserlerindendir. Hatta 1908’de sürgünden İstanbul’a döndükten sonra sürgündeki gözlemlerine ve edindiği intibâlarına dayanarak kaleme alıp yayınladığı ilk eseridir (1909). Bununla birl
180 TL.
İnsan, farklı bir sabaha uyanmalıdır!.. Bu, her gün tekrar ettiği gibi saatin alarm sesiyle bir yenisi başlayan nice sabahtan biri değildir. Böyle bir sabahta, ayağa kalkmak için ruhunda bir takat bulamayan İnsan, yorganı üstünden atacak ellerini takatsiz; ve zavallı ayaklarını, zemine basamamak endişesi içinde bulur. Etrafındaki eşyaların kanıksanmış anlamını yitirdiğini ve havası boşalan bir balon gibi hacmini kaybederek biçimsizleştiğini farkeder. Bilip durduğu herşey gözüne birden yabancı gelir, b
220 TL.
Vahdet-i vücûd, İslâm düşüncesinde en genel anlamıyla hakîki varlıktan mecâziye geçişin, kılınışın (ca’liyet), yaratılış merhalelerinin anlatıldığı nazariyenin adıdır. Bu nazariye göre âlemde gerçek varlık birdir, o da Cenâb-ı Allah’ın kendisidir. Vücûd/varlık, bilgisiyle birlikte eş zamanlı olarak Zât-ı Müteâl’in içerden dışarıya doğru aşama aşama tecellî, tenezzül ve tasarruf etmesi ile oluşmuştur. Bu birlikten çokluğa, latiften kesife, hakikatten mecaza geçişi açıklayabilmek için mutasavvıflar birçok met
400 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 400-420 / Aktif Sayfa : 21