Sonucu Daralt
Kategori
Yayıncı Kategori
Etiketler
Yayıncı
(x)Mosquito Yayınları
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 22 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
İzzet İzinde yeni futbol topunu denemek için can atıyordu. Arkadaşlarıyla, mahalledeki boş arsada maç yapmak için toplanmışlardı ama hayat da futbol gibi sürprizlerle doluydu. Emir Demir’e kızan Mehmet Merhamet’in uzaklara attığı top, mahallenin aksi yaşlısı Adnan Adar’ın çatısına takılarak dünyayı değiştirecek olayları başlatacaktı. Çatıdan topu kurtarmak isteyen arkadaşlar kendilerini bir anda TEKNOFEST için işitme cihazı projesi hazırlarken buldular! Çatıya kaçan futbol topu, dünyayı değiştiren yolu aça
100 TL.
Girişimcilik macerası sonrası ünlenen İzzet İzinde ve arkadaşları, farklı dünyalara dalarak birbirlerini unutmuştu. Herkesten uzaklaşan Mehmet Merhamet, robotların dünyasından bir türlü çıkamayan Derya Deniz ve Emir Demir’i yeniden toplamak görevi İzzet İzinde’ye kalmıştı. Hem arkadaşlarını çok özleyen hem de onlara kızan İzzet’in bir de işitme cihazları için büyük bir inovasyonu başlatması gerekiyordu. Küçük dokunuşlar, büyük mutluluklara kapı açar mıydı?
100 TL.
İzzet İzinde ve arkadaşları çatıya kaçan toplarını kurtarmak isterken kendilerini TEKNOFEST’te bulmuşlardı. Fakat bu onlar için sadece bir başlangıçtı. Üstelik ekibe, mahalleye yeni taşınan Derya Deniz de dahil olmuştu. Nereye kaçarsa kaçsın Derya Deniz’den kurtulamayan İzzet İzinde’nin hem ekibin yeni üyesiyle anlaşması hem de TEKNOFEST projelerini herkesin kullanacağı bir girişime çevirmesi gerekiyordu. Girişim fikirleri için desteğe ihtiyacı olan arkadaşlar mahalleliden yardım istemeye karar vermişlerdi.
100 TL.
Dört arkadaşın yıllardır üzerinde çalıştığı işitme cihazı projesi tüm dünyanın dikkatini çekmişti. Çok uzaklarda bulunan ve yeni teknolojilerin üretim merkezi olan “Dünyayı İyi Bir Yer Yapma Fabrikası”ndan davet alan arkadaşları daha önce görmedikleri teknolojik yenilikler ve vermeleri gereken zor bir karar bekliyordu. Dünyayı değiştirmek için sadece hayal kurmak yeter miydi?
100 TL.
Ağaçlarından lezzetli meyveler yediğimiz, denizlerinde yüzüp serinlediğimiz, kırlarında yuvarlandığımız, arkadaşlarımızla koşup oynadığımız ve saymakla bitmeyecek nimetlerle donatıldığımız bu güzel dünyayı yüce Allah bizim için yarattı. Bu dünyada doğru ve güzel olarak yaşayanları ise yepyeni bir hayatta en güzel şekilde ödüllendireceğinin müjdesini verdi. Doğru ve güzel yaşamak ve diğer hayatımızda sonsuz mutluluğa kavuşmamız içinse bir kılavuza ihtiyacımız vardı. Bugüne kadar yaratılan tüm insanların en g
250 TL.
7 yaş ve üzeri çocuklar için hazırladığımız kitap serimizin içinde kahramanlarımız Meraklı Merve ve Bilge Arif öğrenmek için heyecan duydukları ve sorguladıkları pek çok konuyu zekâ ve akıl oyunları yoluyla bizlerle paylaşıyorlar. Zekâ oyunları 7'den 77'ye her yaştan meraklının zihnini egzersizle rahatlatarak rehabilite edebilir. Birlikte okuyup birlikte çözen farklı yaştan okurlarımız eğlenceli oyunlarla öğrenmenin keyfini paylaşarak daha çok keyif alabilirler. İnsan hayatının temel taşları olan affetmek,
250 TL.
“Hayatımızın serüveni” adlı bir kitap yazılmış olsa ilk satırları mutlaka çocukluğumuzun geçtiği mahalleye ait olurdu. Osman da öyküsünü mahallesinde yazmaya başladı. Bizim mahallenin ele avuca sığmaz muzip ve haşarı çocuğu Osman’ın izci olduktan sonra yaşadığı maceraları merak ediyor musun? Birlik, beraberlik, arkadaşlık bağları, grup çalışması, ata sporları, hayvanları sahiplenme, doğayı koruma ve daha fazlası. Sahi; “Öbek” denince senin aklına ne geliyor?
110 TL.
Burak, ikiz kardeşler Onurcan ve Leyla ile mahallelerinde daha önce fark etmedikleri bir dükkân görür. Burası çarşıdaki parlak vitrinler arasında dikkat çekmeyen eski bir yorgan dükkânıdır. Bu çok da ziyaretçisi olmayan dükkânın sahibi, onlarla samimi bir dostluk kurar. Üç kafadar her fırsatta ziyaret ettikleri yorgan dükkanında hiç beklemedikleri bir maceraya atılırlar. Ellerine aldıkları esrarengiz iğne kutusunu açmaları ile kendilerini bir anda geçmiş zamanda bulan çocuklar, ne olup bittiğini anlamaya ça
100 TL.
Erdem’in anne ve babası 10. yaş gününde ona tablet hediye eder. Bu tablet Erdem’in evde yalnız kaldığı saatlerde arkadaşı olur, bütün can sıkıntısını giderir. Ama zamanla Erdem tabletten ve oyundan başka bir şey düşünemez olur. Çok sevdiği maceracı dedesinin onlara kalmaya gelmesi bile bu durumu değiştirmez. Dedesinin Erdem’deki durgunluğu fark edip onu kampa götürmeyi teklif etmesi ile macera başlar. Erdem başta doğada yaşamaktan ve kamp hayatından şikayetçi olsa da bu yolculuktan çok mutlu ayrılacaktır.
100 TL.
Bazı hayatlar var ki meşaleler gibi. Taşıdıkları değerlerle ve mesajlarla yolumuzu aydınlatırlar. Kelebeklerin ışığa doğru uçması gibi biz de bu meşale hayatlara doğru kanatlandırdık gönlümüzü. Hayat acısıyla tatlısıyla, düzüyle yokuşuyla yaşanırken yorulduğumuz, bocaladığımız, düştüğümüz zaman bize toparlanıp yoluna devam etme gücü ve cesareti verecek insanlara öyle ihtiyacımız var ki… Bu kitapta, hayata bakış açımızı güzelleştirecek ve ufkumuzu genişletecek isimleri bir araya getiriyoruz.
170 TL.
Uçarı, heyecanlı ve meraklı Derya Deniz’in en büyük hayali geleceğin dünyasında yaşayacak robotları üreten kişi olmaktır. En büyük eğlencesi babasının çalıştığı bilim merkezine gidip robotların olduğu sergileri gezmek olan karakterimizin robotların olmadığı hiçbir hayali yoktur. Babasıyla gittiği bilim merkezinde yeni gelen robot sergisini görmeyi heyecanla bekleyen Derya Deniz kendisini bir anda iyi robotlarla kötü robotların kavgasında bulur. Dünyanın geleceğini belirleme şansı erkenden eline mi geçmiştir
100 TL.
Hedeflerine ulaşmak isteyen küçücük bir Sinek kuşu ve onu başarısız olacağına inandırmaya çalışan diğerleri. Tüm olumsuz şartlara rağmen yine de vazgeçmeyen minicik bir kuş. Belirlediği yolda yürürken yaşadıkları, bize başarının asla bir tesadüf olmadığını yeniden hatırlatacak. “Ama yol çok uzun. Oraya uçan kuşların kanadı sağlam, tahammülü sonsuz olmalı. Seninse…” diyenlere cevabı ne oldu sizce? “Eğer dünyada bir defa yaşayacaksam neden yeni bir şey öğrenmeden ömrümü tekrarlarla yitireyim ki?” diye düşündü
140 TL.
“Akşam olunca güneş batıyor. Evler, sokaklar, her yer kapkaranlık oluyor. Biz, karanlıkları elektrikle aydınlatıyoruz. Makinalarımızı, elektrikle çalıştırıyoruz. Şimdiii… Soruyorum size. Kabloların içinden geçen elektriği görebiliyor muyuz? Ben cevap vereyim. Hayır, göremiyoruz. Pekiii… Şimdi bir düşünün bakalım! Elektriği göremiyoruz diye, elektriğin varlığını inkâr ediyor muyuz?” “Aklımız sonrasın daa… Süzgecinden geçirdiği bu bilgileri alır. Veee… İnanması için hoop… Doğru kalbe gönderir. Çünkü aklın gör
100 TL.
Güneş böyle yorulduğu günler bir türlü uyuyamazmış. Sabaha kadar bir sağa bir sola döner dururmuş. Gözlerini açmamak için kendini zor tutarmış. Çünkü bilirmiş milyonlarca minicik gözün mışıl mışıl uyuyup rüyalar gördüğünü. O tatlı rüyalar hiç bozulsun istemezmiş. Güneş uyuyamadığında gecenin karanlığını süsleyen bütün yıldızlar ona ninni söylemek için sıraya girerlermiş. Ama o gece ne yaptılarsa fayda vermemiş. Güneş durmadan dönmüş durmuş. Bir sağa bir sola… Bir türlü uyuyamamış. Meraklı kahramanlar bu kit
100 TL.
Hele bakın şu minik su damlasına. Şıp şıp damlaya damlaya, çukur açmış kayada. Ne elin var ne ayağın. Ne kazman var ne küreğin. Nasıl oldu da bu çukuru açmayı becerdin? Marifet senin gücünde mi? Yoksa… Damlaların sürekliliğinde mi?’ Bizim delikanlının beyninde şimşekler çakmış aniden. Yumuşacık bir su damlasına, sert kayayı deldiren şeyin ne olduğunu anlamış. Bu, bir tek kelimeymiş aslında. Ama hayatın özüymüş. Her şeye onunla ulaşılırmış. Zorluklar onunla aşılırmış. O, çok kıymetli bir hazineymiş… Küçük af
100 TL.
Ağzımız gözümüzün altında değil de üzerinde olsaydı nasıl olurdu acaba? Yemek yerken kaşıktan damlayan çorbanın yağı, tatlının şerbeti gözümüze kaçar mıydı? Ya da koskoca ceviz ağacında küçücük cevizler yerine koca koca kabaklar yetişseydi. O zaman Nasreddin Hoca gibi; “Ey benim canım Allah’ım! Sen ne yaparsan en güzelini yaparsın. Yarattıklarını hep yerli yerince yaratırsın. Şimdi şu ağaçtan başıma düşen küçük bir ceviz değil de kocaman bir kabak olaydı… İşte o zaman, vay benim halim nice olurdu.” der miy
100 TL.
Küçük kahramanlarımız Ahmet ile Ayşe macera dolu yolculuklarını bu kez muzip şoför Pala Selim’in kullandığı dolmuş ile gerçekleştiriyorlar. Kasabaya giderek akrabalarını ziyaret eden, bu ziyaretlerinde küçük kuzenleri ile ilk defa karşılaşan küçük afacanların heyecanına ortak olmak istemez misiniz? “İçeri girdiklerinde Ayşe ile Ahmet neredeyse sevinçten uçacaktılar. Karşılarında tatlı mı tatlı şeker mi şeker minicik bir bebek duruyordu. Bu ne şirin şeydi böyle! Dalıp gitmişlerdi minik kuzenlerinin yüzüne. T
100 TL.
Salih Dede, iki kolunu açabildiği kadar açarak; “Sürpriiiz” dedi. Çocuklar şaşkındı. Gökyüzünde bu sürpriz de neyin nesiydi? Salih Dede; “Bakın bakalım halımız neyin üzerinde uçuyor?” dedi. Çocuklar aşağıya doğru baktılar. Sonra başlarını kaldırıp gökyüzüne baktılar. Sonra tekrar aşağıya baktılar. Ama bu sefer daha dikkatli bir şekilde baktılar, baktılar… Dehşetle açılmış gözlerini dedelerine çevirdiler. Bir ağızdan bağırdılar; “Gökyüzü yere düşmüş dede. Üstelik yıldızları da dökülmüş. Pırıl pırıl parlıyor.
100 TL.
Bir anda her şey sustu… Kuşların kanat sesleri, hoş cıvıltıları, masmavi gökyüzü, yüzlerdeki neşe yok oldu… Salih Dede bile suskundu. Ayşe ise çok korkuyordu… Gökyüzü sararmaya, rüzgâr hızlıca esmeye, uçan halı sarsılmaya, kuşlar oraya buraya savruldular. Ahmet şaşkınlıktan donakalmıştı. Bütün güzellikler bir anda allak bullak olmuştu…Rüzgâr hızını iyice artırmış, fırtına etkisini iyiden iyiye hissettirmeye başlamıştı. Nefes almakta zorlanıyorlardı. Ağızlarını ve burunlarını kollarıyla kapatıyor, göz kapakl
100 TL.
Ahmet, odanın sırrını çözmeye kararlıydı. Ne yapıp edecek o da ablası gibi eninde sonunda işine yarayacak bir şeyler bulacaktı. Pes etmeye hiç niyeti yoktu. Bu kez odadaki eşyaların her birini daha dikkatli gözden geçiriyordu. Artık küçük bir ayrıntıyı bile gözden kaçırmak istemiyordu. Derken… En dipteki kocaman küpün kenarına saklanmış bir valiz dikkatini çekti. Ahmet bir anda kendini valizin yanında buldu. Önce, valizi şöyle bir süzdü. Sonra açmak için çabaladı. Ama başaramadı. Neden sonra valizin kilitli
100 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 22 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1