Hınzır Kelebek Hınzır Kelebek, Kurnaz Hindi, Seni Gidi Badi Badi... Hüseyin Yurttaş'ın hayvanlar dünyasından seçtiği bu sevimli karakterlerle birlikte bahçelerde koşturacak, kahkahalarla gülecek, tehlikeli maceralara sürükleneceksiniz. Rahat olun çocuklar, bu afacan hayvanlar kendilerini korumayı çok iyi biliyor, kimse onları kandıramıyor!

Aslı, Dicle, Can, Arda, Meriç, Fırat... Eğlenceyi seven, akıllı, cesur altı arkadaş. Her yaz bisikletlerine atlayıp yemyeşil ormanları, eşsiz güzellikteki doğayı keşfe çıkıyorlar. Kafadarlar bu yaz kendilerini nefes kesici bir olayın içinde buluveriyor. Bakalım Yaz Arkadaşları, Karaçalı Çetesi'nin gizemini aydınlatabilecek mi?

Çınar Dede dört yüz yaşını aşmış, artık dünyaya kök salmış bir bilge ağaç. Zamanında yanı başındaki çeşmeden su almaya gelen insanları gölgesinde toplayıp bir araya getiren bu koca çınar, yüzlerce yıl pek çok olaya tanık olmuş. İnsanları seven bir ağaç bu ? onlara dallarına konan kuşların şarkılarını dinleten, yapraklarının arasında dolanıp duran esintiyle masallar anlatan... Ne var ki insanlardan çok da çeken! Ama insanların sevgiyi, umudu, iyiliği arayışında onlara yol göstermekten vazgeçmeyen bir Yaşam A

Ege'nin muhteşem köylerinden birinde tatil yapan çocuklar için kayalıklarda oltayla balık tutmak çok eğlenceliydi. Bür gün yine hep birlikte oltayla balık yakalamaya çalışırken, yaşlı bir deniz kurduyla karşılaştılar. Kör Kaptan olarak tanınan bu cesur ve dürüst denizci, yaşadığı ilginç serüvenleri çocuklara anlatmaya başladı. Serüvenler o kadar şaşırtıcı, o kadar inanılmazdı ki, bir süre sonra çocuklar Kaptan'ın anlattıklarının gerçek olamayacağını düşünmeye başladılar. Öykü ustası Hüseyin Yurttaş'ın yazıy

Deniz kıyısındaki yıkık dökük kule, meraklı bir çocuğun ilgisini çeker. Çocuk, kuleyi keşfetmek için etrafında dolaşmaya başladığında, girişinde hareket eden bir şeyler görür. Bu, gerçekten korkutucudur. Acaba bu harap kulede gizlenen nedir? Öykü ustası Hüseyin Yurttaş'ın güzel Türkçesiyle kaleme aldığı birbirinden güzel öyküleri okurken bazen kahkahalarınızı, bazen de gözyaşlarınızı tutamayacaksınız.

Uçsuz bucaksız çayırlıklarla kaplı tepeler, daha yükseklerden görünen yemyeşil bir ova, pırıltılı, coşkun sularıyla akan pınar, birbirine komşu köyler ve iki can arkadaş Hasan ile Ali. İkisi de günlerini çobanlık ettikleri keçileriyle ve sürüyü çekip çeviren köpekleriyle geçiriyorlar... Bu güzel öykü eşsiz bir doğayı ve ansızın gerçekleşen bir uçak kazasını anlatıyor. Uçak kazası mı? Evet, sessiz, huzurlu günlerden bir gün Hasan'la Ali gökyüzünde beliren ve hızla alçalıp gözden kaybolan o uçağı görürler.

Hüseyin Yurttaş'ın öykülerindeki çocuk kahramanları çok seveceksiniz. Yaşadıkları olaylar ilk bakışta ne kadar üzüntü verici ya da çözümsüz görünse de, bu güçlü çocuklar bir yolunu bulup ayağa kalkıyor ve umutla, sevgiyle yaşamlarını yeniden kuruyorlar. Arkadaşım Cingo'nun öyküsü de Saffet'in, atı Çilekeş'in ve köpeği Cingo'nun dayanışma ve sevgi öyküsü.

Şimdi yeni Dünyaları keşfe çıkma zamanı! Bilmediğimiz, ancak tanışma hayali kurduğumuz şu uzaylılar neye benziyor acaba? Onlarla karşılaştığımızda dev gölgeleri altından kaçıp saklanacak delik mi arayacağız, yoksa onlar mı bizden korkacak? İşte seçilmiş kahramanlarımız bu ve daha pek çok merak edilenin peşine düşüp, yeryüzünden uzayın derinliklerine doğru gizemli bir yolculuğa çıkıyorlar. On beş kişilik bir ekip günlerce yer çekimsiz ortamda tuhaf haplarla beslenmeye hazırlanıyor ve başarılı bir inişten so

Bu Dünya Hepimizin, bütün canlılara kucak açan, doğa dostu öykülerden oluşan çok sesli bir kitap. Hüseyin Yurttaş genç okurlarını Eskimolarla tanıştırmak için önce Kuzey Kutbu'na götürüyor. Burası dünyanın en soğuk coğrafyası ve göz kamaştıran bembeyaz bir örtü, canlı cansız her yeri kaplamış. Aman dikkat! Fazla üşütmeden yeşile kavuşmak için güzelim orman öykülerine dalmanın vaktidir. Bu çağrıya kulak verin! Dünyanın kuytularında süren farklı yaşamları bu güzel öykülerle seyre dalın.

Güneşin altında masmavi parlayan deniz, birbirinden güzel hayvanlarla dolu yemyeşil ormanlar ve binlerce yıllık tarihle benzersiz bir güzelliğe sahip Ege kıyıları heyecanlı bir maceraya tanıklık ediyor. Can, Aslı, Dicle, Fırat, Arda ve Meriç yaz tatilinde buluştular. Bu akıllı ve cesur çocuklar, denizin ve ormanın tadını çıkarırken, bölgenin tarihini de incelemeyi ihmal etmiyorlar. Çocuklar, unutulmuş bir kitapta rastladıkları Yakut Örümcek'in peşine düşmeye karar verince ortalık hareketleniyor.

Bahçıvan Ali Dayı, çalıştığı parkın günlük bakımıyla uğraşırken gizemli bir adam yanına yaklaşır ve bir konuşma başlatır. Adamın amacı Ali Dayı'ya kendi ürettiği tohumları vermektir. Ali Dayı adamın tavırlarından ve bilgisinden büyülenmiş gibi alır tohumları ve bu görkemli parkın en görünür yerine diker. Bakalım bu sır dolu tohumlar büyüdükçe güzelim parkta neler yaşanacak? Hüseyin Yurttaş'ın pırıl pırıl Türkçesiyle büyülü öyküler okumaya devam ediyoruz.

Benim Mavi Gezegenim'de şiirler, neşeli birer türkü gibi akıp gidiyor. İçinde yaşadığımız doğa denen sonsuz varlık ve doğadaki olaylar... Kumrudan kırlangıca, sakadan devekuşuna, ördekten pelikana; kuşlar... Sevimli, sevgili dostlarımız: hayvanlar... Uzayda masmavi güzelliğiyle benzersiz olan Dünya'mız, Ay ve yıldızlar... Bir de, ağzımızda şekerleme tadı bırakan tekerlemeler... Şiirin getirdiği güzellikler ve okuma keyfi sizi bekliyor.

yeter ki ömrüm olsun ne mayıslar veririm sana sevgimi kanatmasan çiçeğin çenekli olsa yalnızlığımı bölüşsen bahçeme ay doğsa ateş harlı durur hep kimse tanımaz külü her mangal bir mezar her köz söne söne bir ölü ömrüm yalnızlıkların çölü nisan sonu gelip yeşertsen tomurcuklanır yürek denen yediveren gülü (Tanıtım Bülteninden)