Rory Rooney, her ihtimal karşısında hazırlıklı olmayı seven bir çocuktu. En sevdiği kitap, Tedbir Var, Telaş Yok'un her sayfasını ezberlemişti. Ama Rory, beklenmedik ve açıklanamayan bir şekilde renginin yeşile dönmesine hiç hazırlıklı değildi. Bu durum karşısında, kafası en az onun kadar karışık olan doktorlarla birlikte, evinden uzakta bir hastanede karantinaya alındı. Ama ya bunun sebebi genler, alerji ya da virüsler değilse? Ya renginin yeşile dönmesinin sebebi, süper kahraman olmasıysa? Rory, hasta

Liam her açıdan normal bir çocuktu, yalnızca boyu biraz uzundu. İlk kez karşılaşanlar onu yetişkin biri sanıyordu. Bu sayede istediği yerlerde dolaşabiliyor, lunaparkta çocuklara yasak oyunlara katılabiliyor, okulundaki görevlileri öğretmen olduğuna ikna edebiliyordu. Hatta bir keresinde satıcının biri ona araba satmaya bile çalışmıştı. Neyse ki anne babası çok anlayışlı ve sevgi dolu insanlardı ve başı her sıkıştığında Liam'ı kurtarıyorlardı. İyi de, acaba Liam rotasından çıkmış bir roketle uzayın derinli

Vincenzo Perugia adını büyük ihtimalle hiç duymamışsınızdır. O ünlü bir sanat eseri hırsızıydı ve eskiden biz de onunla aynı işteydik. Hatta kız kardeşim Minnie yatak odasının duvarına onun bir resmini bile asmıştı. Minnie´ye bakılırsa, Vincenzo´nun 21 Ağustos 1911´de Paris´teki Louvre Müzesi´nde bulunan Mona Lisa tablosunu çalması dünyanın gelmiş geçmiş en kusursuz suçuydu. Mona Lisa dünyanın en ünlü tablosuydu, gelgelelim Vincenzo öyle temiz bir iş çıkarmıştı ki, iki gün boyunca kimse onun kaybolduğunu an