Sonucu Daralt
Kategori
Yayıncı Kategori
Etiketler
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
(x)Sabahattin Ali
Sıralama : Göster :
Toplam 36 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
On seneden beri belki boşuna yere herkesten kaçmışım, insanlara inanmamakta haksızlık etmişim. Aramış olsaydım, belki senin gibi birini bulabilirdim. Her şeyi o zaman öğrenmiş olsaydım, belki zamanla alışır, seni başkalarında bulmaya gayret ederdim. Ama bundan sonra her şey bitti. Asıl büyük ve affedilmez haksızlığı sana karşı yaptıktan sonra, hiçbir şeyi düzeltmek istemiyorum. Senin hakkında verdiğim yanlış bir hükme dayanarak bütün insanları suçlu tuttum; onlardan kaçtım. Bugün hakikati anlıyorum; fakat n
90 TL.
Yüksek ve üzerinde yer yer otlar fışkıran bir duvara dayanıp yarı kapalı gözlerini yukarı kaldırınca, etrafa alaca karanlığın çökmüş olduğunu gördü. Gideceği yere yaklaşmış biri gibi derin bir nefes aldı. Önünde, üzerinden demiryolu geçen bir köprü vardı. Bunun altına doğru, duvarlara tutunarak yürüdü. Ayakları titriyor ve göğsü müthiş hırıltılar çıkararak inip kalkıyordu. "Buracıkta ölebilirim!" diye düşündü. Fakat sanki onda bu ümidin bir andan fazla yaşamasını istemiyorlarmış gibi, karşı taraftan, elleri
90 TL.
Bir saat kadar sonra resmi tamamladı, daha doğrusu kendi kendine: "Eh, yeter artık!" diye işi bıraktı. Elinin tersiyle alnının terlerini silerek bir iki adım geri çekildi. Hiç de fena olmamıştı. Günün resim yapmaya en uygunsuz olan bir saatinde çabucak çırpıştırdığı bu tablo bile, onun epeyce kabiliyetli bir sanatkâr olduğunu gösteriyordu. Yaptığı resme baktıkça bunu kendisi de fark eden Tevfik, "Ah, Fransa'da birkaç sene daha kalabilseydim! İnsan altı ayda ne görür ne öğrenir ki?" diye zihninden geçirdi, e
90 TL.
Yüksek ve üzerinde yer yer otlar fışkıran bir duvara dayanıp yarı kapalı gözlerini yukarı kaldırınca, etrafa alaca karanlığın çökmüş olduğunu gördü. Gideceği yere yaklaşmış biri gibi derin bir nefes aldı. Önünde, üzerinden demiryolu geçen bir köprü vardı. Bunun altına doğru, duvarlara tutunarak yürüdü. Ayakları titriyor ve göğsü müthiş hırıltılar çıkararak inip kalkıyordu. "Buracıkta ölebilirim!" diye düşündü. Fakat sanki onda bu ümidin bir andan fazla yaşamasını istemiyorlarmış gibi, karşı taraftan, elleri
100 TL.
Günübirlik bir fikir hayatının tabii bir neticesi olarak tezatlara, manasızlıklara, hatta edepsizliklere düşüyordum. İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimî bir mesulünü bulmuştum. Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görü
100 TL.
Yüksek ve üzerinde yer yer otlar fışkıran bir duvara dayanıp yarı kapalı gözlerini yukarı kaldırınca, etrafa alaca karanlığın çökmüş olduğunu gördü. Gideceği yere yaklaşmış biri gibi derin bir nefes aldı. Önünde, üzerinden demiryolu geçen bir köprü vardı. Bunun altına doğru, duvarlara tutunarak yürüdü. Ayakları titriyor ve göğsü müthiş hırıltılar çıkararak inip kalkıyordu. "Buracıkta ölebilirim!" diye düşündü. Fakat sanki onda bu ümidin bir andan fazla yaşamasını istemiyorlarmış gibi, karşı taraftan, elle
100 TL.
Ses
...Saza vuran eli yavaşladı, gözleri kapandı, boğazı gerildi ve yüzü kırmızılaştı. Biz hayretle onu seyrederken, ince dudaklarının arasından beyaz dişler göründü ve delikanlı aya hitap eder gibi şarkısına devam etti: Ayın şavkı vurur sazım üstüne, Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne Gel ey hilâl kaşlım, dizim üstüne, Ay bir yandan, sen bir yandan sar beni.
24 TL.
Sabahattin Ali Yeni Dünya'da 1936-1942 yılları arasında çeşitli dergilerde yayımlanan hikâyelerini bir araya getirir. O her bir karakterini arayıp bulmuş, sanatında gerçeği esas almış ve kimi zaman gerçeğin kurgudan daha çıldırtıcı olabileceğini bizlere göstermiştir. Bunun en inandırıcı örneklerinden biri Yeni Dünya öyküsüdür. Taşra eğlencelerinin eskimiş, artık yüzüne bakılmayan bir çengisidir Yeni Dünya ve bu isme ancak bir Sabahattin Ali öyküsünde rastlanabilir. Sabahattin Ali (1907-1948) İstanbul Mualli
30 TL.
Kağnı'daki öykülerin ilki hariç diğer on ikisi 1935-1936 yılları arasında yazılmış ve yayımlanmıştır. Sabahattin Ali'nin sistemle anlaşmazlıkları, çatışmaları ve hapishane yaşamı içinde mahkûmlardan dinledikleriyle ilişkili bu öyküler, onun dil ve anlatım bakımından ustalaştığının tartışmasız kanıtıdır. ...Sinop Hapishanesi'ne gönderilmek üzere teslim edilecektim. Bunu okuyunca çöker gibi oldum. Bir deniz kenarında yapyalnız duran bir hapishane gözlerimde canlandı ve içinde bir tek bile tanıdığım olmayan o
34 TL.
Sabahattin Ali'nin 1944-1947 yılları arasında yazdığı hikâyelerden derlediği Sırça Köşk, hayatını altüst eden, kendisini ölüme kadar götüren o keskin devrede yaşadığı ve hayatını şiddetle etkilemiş olayları da yansıtmaktadır. Ayrıca Sinop Cezaevi'nde karşısına çıkan mahkûmun başından geçenler gibi Rıfat Ilgaz'ın emniyetteki bir sorgusu da bu hikâyelere girmiştir. Sırça Köşk'te biyografik ve otobiyografik parçalarla yazarın kendine döndüğünü söylemek yanlış olmaz.
40 TL.
Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, kori-dorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor; rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonnayı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum. Sergi bekçilerinin ve birçoğu her gün orada bulunan ressamların artık beni bellemiş bulunduklarını fark etmiştim. İçeri girer girmez yüzlerinde bir tebessüm dolaşıyor ve gözleri bu acay
60 TL.
Değirmen Sabahattin Ali'nin ilk hikâye kitabıdır. Bu ilk denemeler arasında aşk tema olarak baskındır. Duygulu ve hayalci anlatımına temiz bir dil eşlik eder. Aynı zamanda gerçekçi, toplumcu bir tavır da sezilir. İnsanı ve doğayı içi içe belirleyen o güçlü anlatımın ilk örnekleri Değirmen'de belirmeye başlar. Sabahattin Ali (1907-1948) İstanbul Muallim Mektebi'ni 1928'de bitirdi. Yozgat'ta ortaokul öğretmenliği yaptıktan sonra Maarif Vekâleti'nin açtığı sınavı kazanarak 1928'de Almanya'ya gitti. İki yıl Po
36 TL.
Sabahattin Ali Kuyucaklı Yusuf 'ta bir Anadolu kasabasını, bütün insani ve sosyal gerçekliğiyle verir: Soylu insanlarıyla, bayağı insanlarıyla; sevgilerle, nefretlerle; umutla umutsuzlukla... (...) Okuduğum Türk romanları içinde ayrıntıların en mükemmel, en ustaca kullanıldığı romanlardan biri. O pek önemsizmiş gibi görünen küçük küçük ayrıntılar romana tam bir somutluk kazandırıyor; romandaki dünya, çerçevesini kırıp dışarıya fırlıyor, sizin dünyanıza karışıyor. -Fethi Naci Nazilli'de başlayan ve Edremit'e
40 TL.
Kürk Mantolu Madonna'da Sabahattin Ali gözlerini çevirmenlik yapan bir memurun yaşamına çevirir. Havran'da doğup büyüyen Raif Efendi sonunda sanat okumaya karar verir ve kasabasından ayrılır. Önce İstanbul'a, oradan Berlin'e kadar uzaklaşır. Kendini bildi bileli düşünceleri dilsizdir; ya konuşmaya değer bulmaz ya da paylaşmaya sevk edecek bir başkasıyla karşılaşmamıştır. Sonunda Berlin'de karşısına çıkan Maria Puder bu sessizliğin bozulmasını sağlar. Raif Efendi yalnızlığından silkinir ve bu tatlı sevdaya b
34 TL.
İçimizdeki Şeytan'ın Ömer, Macide ve Bedri'sinin bugün de aramızda olduklarını söylemek yanlış olmaz. Balıkesir'de kendi kendisini yetiştirmeyi bilmiş, gerçeği söylemekten caymayan Macide; Macide'ye rastlayana kadar alıştığı düşünmesiz, iradesiz ve bir avuç sahte aydının elinde savrulan yaşamında şeytanla ortaklığını ilan edip duran Ömer ve bu ikilinin imkânsız aşkının koruyuculuğuna soyunmuş, şefkatli, güvenilir dost Bedri. Kimi zaman dışarıdan kimi zaman içeriden konuşarak bir arada kalmaya çabalıyorlar.
50 TL.
Karanlık ve dar yollarda, ellerinde cam fenerlerle, komşudan dönen kadınlara ve birkaç sarhoşa rastladı. Yavaş yavaş kasabanın dışına kadar uzanarak Büyükçay'ın kenarına geldi. Uzun bir tahta köprü dereyi bu noktada aşıyor ve Havran'a, Kemer'e gidecek arabalar bunun üstünden geçiyordu. Köprünün iki tarafında büyük çınarlar vardı. Hafiflemiş olan yağmur tekrar hızlandığı için Yusuf bu çınarlardan birinin altına sığındı. Tahta köprü iki tarafta taş rıhtımlara dayanıyor ve köpürerek gelen çamurlu sular bu rıh
85 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 36 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2