Sonucu Daralt
Kategori
Yayıncı Kategori
Etiketler
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
(x)Yusuf Asal
Sıralama : Göster :
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Hezarfen Binbilir'in ilginç ve sıradışı anlatımıyla... Sadaka Taşlarını duydunuz mu? (İhtiyaç sahiplerinin alması için üzerine para bırakılan taş.) Peki ya Zimem Defteri uygulamasını? Adam mahalle mahalle dolaşıyor. Bir bakkala giriyor ve şöyle diyor: - Zimem Defteri'ni çıkarır mısın? Fakirlerin borçlarını ödemek istiyorum. Bakkal defteri açıyor. Adam borçları ödeyip sessizce ayrılıyor. İyilik yaptığı insanları görmüyor bile. İlginç değil mi? Okula başladığında sana tören düzenleselerdi ne düşünürdün?
110 TL.
Özel yetenekli öğrenciler için sınav vardı. Öğretmenim beni katmadı. Daha doğrusu ilk başta katmadı. Ona çok etkileyici bir mektup yazıp sınıf defterinin arasına koydum. Mektubun sonunda da iki seçenek sundum: Yetenek sınavına gireceksin. EVET Yetenek sınavına elbette gireceksin. EVET Öğretmenim tercih konusunda fazla zorlanmadı. Seçeneklerden birini kabul etti. Ama sınav yaklaştıkça pişmanlık duymaya başladım. Keşke öğretmenimize o mektubu yazmasaydım. Ne güzel yaşayıp gidiyordum işte. Hem özel ye
110 TL.
Şiir yarışması düzenleniyordu. Buna katılmayı çok istiyordum. Ama iyi şiir nasıl yazılır bilmiyordum. Geveze Refik geldi yanıma. – Benim dayım şair. O her gece yatmadan önce ballı ayran içer. Bu yüzden müthiş şiirler yazıyor, dedi. Sonunda bulmuştum aradığımı. Ballı ayran içmek berbat bir iş, ama ünlü ve başarılı bir şair olmak için içmeliydim. O gece yatmadan önce ballı ayran içtim. Tadını ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. Berbattı. Hemen odama geçtim ve kaleme sarıldım. Ortaya bir şiir çıktı. Ama be
110 TL.
Bayram harçlığı için komşuları geziyorduk. Mahallemizde çok zengin bir aile var. Fazilet Teyzeler... Minik'le beraber Fazilet Teyzelerin evine doğru yürüdük. Kapıya vurduk, açan olmadı. Ben kapının demirleri arasından elimi sokup kilidi aradım. Ama ne yazık ki bulamadım. Siz deyin on dakika, ben diyeyim yirmi dakika kapıyı açmaya uğraştık. – Ben duvardan atlayacağım, dedi Minik. Duvardan önce o atladı, sonra ben. Bahçenin içinde bakınırken bir de ne görelim? Kulübesinde uyuyan bir köpek! Kalbim yerinde
110 TL.
Durmuş'la süper ikili olmuştuk. Amacımız kötü insanları yakalamaktı. Durmuş gözlerini kıstı. Yavaşça etrafa baktı. Ardından kulağıma fısıldadı: – Suçlu garson. Onu yere çöp atarken gördüm. – İnsan çöp atıyor diye suçlanmaz. Daha büyük bir suçu olmalı. Kaşlarını çattı ve şöyle dedi: – Bak şimdi! Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir süvariyi kurtarır. Bir süvari bir haberi ulaştırır. Bir haber de savaşın sonucunu değiştirir. Mantıklıydı. Hemen bir plan yaptım. Amacım garson hakkında daha fazla
110 TL.
Evde inek beslemeyi düşünecek kadar sütobur arkadaşım Minik, Sürekli bana gaz veren ama çoğu fikri fos çıkan Durmuş, Şakalarını derin dondurucudan çıkaran Geveze Refik, Dükkânı ünlü fotoğraflarıyla dolu ama kendisi ünsüz Berber Said Abi ... ... Kutuplardaki buzların erimesine sebep olan Garson Abuzer, Sürekli yanında balkabağı taşıyan esrarengiz adam, Bayramda sadece 1 lira harçlık veren Ömer Amca, Daha kimler kimler! Ve ne maceralar! Okudukça gülmekten yamulacaksınız.
550 TL.
Durmuş bazı zamanlar saçmalasa da çoğu zaman beni destekler. – Sence ben başarılı biri miyim, diye sordum. – Elbette başarılısın, dedi. Sen koskoca KAFADAN YUMURTA gazetesinin yayın yönetmenisin. Senin çıkardığın gazete cumhurbaşkanına bile gidiyor. Durmuş'tan aldığım gazla mahallede dolaşmaya karar verdim. Beş-on dakika gezindikten sonra parka girdim. Birden iki çocuğun, bir çocuğu dövmek üzere olduklarını gördüm. Yalan yok, önce korktum. – Hey bırakın onu, diye bağırdım. Birden durup bana döndüler.
110 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1