Kur’an’ın indirilmesi sürecinde öncelik verilen ve farklı surelerde ayrı ayrı yer alan konulardan iman, ahlak ve ibadetle ilgili ayetlerin bir araya getirilerek oluşturulan bu kitap Kur’an’dan ilk öğrenilmesi gereken hususlara dikkat çekmeyi hedeflemektedir. Şu bir gerçek ki, bu beyanları okumayan ve üstünde düşünüp onları anlamayan hiç kimseye Allah yokmuş gibi davranmaması gerektiğini, Hz. Peygamberin Allah tarafından övülmüş yüce ahlakının örnek alınmasının zorunlu olduğunu ve bu dünyada iken işlenmiş en

Kur’an’ı gündelik hayatın içine almak ve onunla diyaloğu kesintisiz bir şekilde sürdürmek özellikle Müslümanlar için olmazsa olmaz bir öneme sahiptir ve bu konuda bütün Müslümanlar aynı düşüncededirler. Çünkü Kur’an’ın işlevselliği onunla kurulacak diyaloğa bağlıdır. Yani Kur’an’ın onu öğrenip anlama gayretine girmeyen kimseye yapacağı bir şey yoktur ve bunun böyle olduğunu söyleyen de onu insanlığa bizzat göndere lütfunda bulunan Allah Teala’dır. Nitekim O, şöyle buyurur: “Size Allah tarafından hak ve haki

Dinin olmazsa olmazlarından olan Akıl, Kur'an ve Peygambere/ Sünnete güçlü bir şekilde vurgu yapan Yasin suresi insanlıktan şunların bilinmesini istemektedir: Allah yüceler yücesidir, sınırsız güç sahibidir, mutlak hükümranlık ve her türlü tasarruf hakkı O'nun elindedir ve hiçbir sıfat ve eyleminde asla bir eşi, benzeri ya da ortağı yoktur. Dolayısıyla bazı fanilere isnat edilen tasarruf yetkisi dayanaksız bir iddia olmaktan öteye geçemez. İnsanın bu dünyada iken iyi ya da kötü yaptığı her şey kesinlikle ve

Genel olarak Kur'an'ın helak edildiğini haber verdiği toplumlarla helakin sebebinin ne olduğu ve helak esnasında herhangi bir ayırımın söz konusu olup olmadığı gibi hususlara açıklık getiren ilahi beyanlara yer verdiğim bu çalışmada dikkatleri Kur'an'a çekmeyi amaçladım. Ayrıca Allah Teala'nın verdiği bu bilgilerden asıl amacın dersler çıkarıp aynı yanlışlara düşülmemesi olduğunu hatırlatmak istedim. Kur'an hiçbir şekilde bazılarının egosunu tatmin etmek ya da istediği gibi yorumlamak için indirilmediği gib

Kur'an, doğruyu yanlıştan, yararlı olanı zararlıdan, hak ve gerçek olanı batıl ve yapma olandan, iyi olanı kötüden, imanı da küfürden ayıran ve bu hususlarda gerektiği kadar bilgi sunan bir kitaptır ve bu özellikleri dolayısıyla Allah onu rahmet ve hidayet kaynağı olarak nitelendirmiştir (Neml, 77). Kur'an'ın bu özelliklerinden yararlanmanın yolunu da yine Allah, Hz. Peygambere gönülden iman etmeye, Kur'an'a uymaya ve kalplerde yalnız Allah korkusu taşımaya bağlamıştır (Yasin, 11). Bu durumda kesin olarak b

Kur'an evrenseldir ve her insanı çok yakından ilgilendirmektedir. Bu bakımdan herkesin zihin dünyasında ondan mutlaka bir şeylerin bulunması gerekir. İşte ben bu kitapta herkesin zorlanmadan anlayacağı ve herkesi tek tek ilgilendiren ayet meallerini bir araya getirerek herkesin Kur'an'la ilişki kurmasına yardımcı olmak ve Kur'an'ın herkes tarafından anlaşılabileceğini göstermek istedim. Ayrıca, dünya-ahiret saadetinin Kur'an'ı okuyup anlamaya ve onu hayat rehberi haline getirmeye bağlı olduğunu da unutmamak

İslam'ın bütün insanlığa güzel bir sunumla (Nahl,125) ulaştırılması için gösterilen her türlü çabanın genel adı olan cihadın içinde yer alan vatan savunması için savaşmanın cihadın kendisi olarak algılanması, bugüne kadar müslümanlara ve dolayısıyla İslam dinine çok şey kaybettirdiği artık herkes tarafından anlaşılmış olması gerekir. Bunun için Kur'an'ın, savaşa hangi şartlar altında izin verdiği ve savaşla ilgili beyanları ile savaşa katılanlara öngörülen ödül ve savaştan geri duranların kınanması gibi hus

RoseMacaulay 40 yaşını aşan insanların hepsi, anılarını özleyerek yaşar diyor. Anıları özlemek kadar onları başkaları ile paylaşmak da yararlı olsa gerektir. Benim İmam-Hatiplikle başlayıp değişik unvanlarla 40 yıl süren din görevliliğim hakkındaki bilgileri paylaşmamın ve bu mesleğe nasıl yöneldim, hizmet süresi boyunca nelerle karşılaştım, bu mesleğin avantajları ile dezavantajları nelerdir gibi hususlarda bilgi aktarmanın okuyucuları için yararlı olacağında şüphe yoktur. Mesleğin güzel tarafları yanında

Allah Teala'nın tövbe eden kimselerin geçmişte yaptıkları kötülükleri ve işledikleri günahları iyiliklere dönüştüreceğine şaşırıp ''Olur mu öyle şey?''diyenlere ''Olur, olur.Çünkü O,çok bağışlayıcıdır,rahmet kaynağıdır''(Furkan,70)dediğini ve Allah'ın affı kapsamına girmeyen günah bulunmadığını bilenlerin sayısı ne kadardır dersiniz?Allah'ın sadece aracı koymayanların tövbesini kabul edebileceğini bilenlerin sayısı da çok değildir. Oysa Kur'an neyin günah, neyin sevap olduğunu en geniş biçimde izah ederken

Kur'an gereği gibi kavranıp anlaşıldığı zaman ancak cahili Arapların yol kesicilikten insanlığa yol gösterici hale gelmelerinin şifreleri çözülecek ve insanlığa yepyeni ve aydınlık ufuklar açılacaktır. Böyle bir değişime bütün Müslümanların hem çok ihtiyacı vardır hem de onurlu ve Allah'ın rızasına uygun bir hayat için mecburiyetleri vardır. Kendimizi avutup Kur'an Hicazda indi, Mısır'da okundu, İstanbul'da yazıldı demeden önce Kur'an'ın nerede ve nasıl anlaşıldığını ciddi ciddi irdelemek gerekir. Yani her

Hz Peygamber'in insan olması, ilk günden itibaren itirazlara dayanak teşkil etmiş, ne yazık ki günümüzde de bazılarının bu itirazı aynıyla devam ettirdikleri görülmektedir. ?O da insan ben de insan diyerek kendisini Hz. Peygambere eşitleme saflığına düşen böyle insanlara kulak asılmaması da elbette ki önemli bir husustur. O da insan, biz de insan ama bizi yaratan O'na bunlara uy demiyor da bize O'na uyun demektedir. Öncellikle bunun bilinmesi gereklidir. Yine düşünmek gerekir ki O'ndan başka bütün davranışl

Bir üniversitemizde değişik ülkelere mensup master öğrencilerine ders vermek için çağrılan yabancı profesör, ders esnasında ilk defa duyduğu ezanı, doktora öğrencisi olan mihmandarına sorar. O da ibadete çağrı diyerek yanıt verir. Peki, günde kaç defa olur bu çağrı dediğinde, bu ülkede üniversite okumuş, doktora öğrenciliği yapmakta, akademisyenliğe namzet bu kişi, bilmediği için yanındaki öğrencilere sorarak maksadına ulaşabilmiştir. 1980lerin başında Almanyada bir Başkonsolosluğumuzda görevli iken, Diyane

Bazı konular vardır ki, uzmanlarınca tartışılır ama gerekli olmadığı için halka yansıtılmaz. Din de bu konulardandır. Esasen uzmanlık gerektiren hiçbir konu halkın huzurunda tartışılmaz. Bunun sadece bizim ülkemizde bir istisnası vardır ki dini konuların halkın huzurunda tartışılması bir adet halini almıştır. Bir kalp nakli konusu veya operasyonu halkın önünde, radyoda, televizyonda tartışılmadığı gibi dini bir konu da tartışılmamalı, faydalı olunmak isteniyorsa eğer halka sadece sonuç söylenmelidir.