Modern çağın bataklıklarından buharlaşan sisler, gökyüzünde kara bulutlar oluşturuyor. Zahirde kasvetli, hakikatte ise bir meltem karşısında dahi dirençsiz bu bulutlar, yeryüzünde savunmasız dolaşan insanların üzerlerine asit yağmurları boşaltıyor. Her bir damlada farklı bir soru, yeni bir şüphe… Asit damlaları yere düştükçe muhtelif sesler yankılanıyor. İslam bu çağa uygun mu? Akıl, hakikate ulaşmada tek ölçüt değil mi? İslam kadına değer vermiyor mu? Müslümanların dini savaş ve kargaşa dini mi? Peki

Müslüman’ı, dini ve kimliği konusunda şüpheye düşüren fikirlerdeki en bariz safsatalar ve hatalar nelerdir? Sosyal medyada karşımıza çıkan fikirlerin doğruluğundan nasıl emin olacağız? Bir fikrin yanlış olduğunu veya birtakım hatalar içerdiğini teyit etmemizi sağlayacak kurallar var mıdır? Bu hataları belirleyebilir ve bu asılsız fikirlerin sinsice gömüldüğü toprakları tespit edebilir miyiz? Eleştirel düşünmenin altın kuralları nedir? Bunları nasıl efektif bir şekilde kullanabiliriz? Ahmed es-Seyyid k

Hz. Peygamber’i ıskalamış bir din tasavvuru ne kadar sağlıklı? Onu hesaba katmadan cennete uzanan merdivenin basamaklarında adımlamak mümkün mü? Onun buyrukları çıkarılınca din adına elimizde ne kalır? Dini yaşama sevdasında olan birisi ondan müstağni kalabilir mi? Kur’an’ın ona itaat emri bugün nasıl uygulanır? Düne kadar dinin direği olan sünnetten bugün hangi gerekçe ile yüz çevriliyor? Sünnette şüphe mi var? Modern çağ, kimi insanları güneş kadar aşikâr hakikatlerden şüphe eder hale getirmiştir.

Ahmed Seyyid ile yakın yıllar içinde tanıştım. İçinde kaynayan ilme hizmet heyecanını yayacağı bir yer arayışı ile İstanbul’a geldiğinde benimle görüşmesini tavsiye etmişler kendisine. Randevulaştık ve geldi; ben onda, onun bende aradığını buldum. Kısa zamanda, bir ömür beraberlikten daha lezzetli noktaya geldi muhabbetimiz. Saatler süren ilmi meseleler, hadis konuları üzerine alışverişlerimiz oldu. Her buluşmamızda istifade eden ben oldum. Allah ondan razı olsun. Münevver Medine gibi bir yeri bırakıp

Mantık safsataları konusunda yazılmış kitaplar, hataların genel biçimlerine ilişkin olup okuyucuya yapılan çıkarımın temelinde bulunan hataları öğretmemektedir. Bunun yanı sıra formel mantık kitaplarının sonlarında mevzubahis edilen kıyas hatalarının çoğunun dili kolay ve anlaşılır değildir. O nedenle İslam karşıtı söylemlerin temelinde bulunan yaygın hataları bir araya getiren, söz konusu söylemlerin sahipleriyle münazaraya girişecek Müslümana yardımcı olan bir kitapçık yazmanın gerekli olduğuna kanaa

“Günümüzde çoğu talebenin zihninde inanç esasları donuk, zor, mahza teori içeren, iman ile ilişkisi bulunmayan, ruhu beslemeyen, yalnızca ileri seviye öğrencileri ve alanında uzmanları ilgilendiren, çeşitli fırkaların ve grupların isimlerinden bağımsız düşünülemeyen ve aynı zamanda ihtilaflarla dolu bir ilim halini almıştır. Bugünlerde saf İslam inancını yeni nesil gençlere aşılamaya, temel İslam kurallarını ve asıllarını akıllarına, kalplerine yerleştirmeye olan ihtiyacımız artmaktadır. Zira herkesin