Ülkemizin siyasi ve sosyal tarihine bakacak olursak bazı dönemler bir takım özellikleriyle diğerlerinden ayrılır. 28 Şubat diye bilinen “post-modern” askeri müdahale dönemi bunlardan en çarpıcı olanıdır diyebiliriz. Gerçekten 28 Şubat uygulamaları ülkemizin özellikle dini kurum ve dinine bağlı insanların hayatında çok ciddi bir travma idi. 28 Şubat, başörtüsünün serbestliğini kararlaştıran Anayasa Mahkemesinin son kararına yazılan muhalefet şerhi esas alınarak memleketimizin dini hayatında ve dini kurumları

11 Eylül saldırılarından beri, kamu yetkilileri, selefiliğin Avrupa ve Kuzey Amerika'daki etkisinden endişeye ediyorlar. Bu fondemantalist hareket, yine de, terörist türevlerine indirgenemez. Bundan böyle, o, göçmen asıllı insanlar arasında ortaya çıkan moral, sosyal ve politik meselelere bir cevap önerdiğinden, Batı'da yaşayan Müslümanların bir kısmı için bir referanstır. Sürgün mahallelerinin sosyal ve ekonomik güçlükleri, kimlik ve ahlaki belirsizlikleri, modern dünyanın komplekliği içinde, selefilik, Me

Gerek batı ve gerekse İslam milletlerinin hayatında, geçtiğimiz yüzyıllardan itibaren başlayıp, asrımızıda da devam eden büyük ve radikal sosyal değişmeler vücuda gelmiştir. Siyasi, iktisadi, hukuki, ahlaki ve din alanlardan diplomasiye kadar vuku bulan bu değişimlerin, insanlığın istifadesine müteveccih kılınması çalışmaları, onların belli istikametlere yönelmesini, muayyen yollara, usul ve kaidelere uygun olması gibi görüşlerin zuhuruna sebep teşkil etmiştir. Üzerinde çalışma yaptığımız sosyalleşme, sosya