Belagat, klasik dönemlerde Kur'ân'ın mucizeliğini ve Arap dilinin ifade gücünü ispat etme amacıyla ortaya çıkan, başlangıçta Kur'ân ayetleri, Hadis-i şerifler, Arap şiiri ve nesrindeki edebî estetiği algılamaya çalışan ilimlerden biriydi. Ancak zamanla, şekilsel kurallara indirgenmiş; mantık, felsefe ve fıkıh usulünün metodolojilerinin dâhil olmasıyla derin anlam, duygu ve etki boyutlarından uzaklaşarak donuklaşmıştır. Bu durgunlaşma, hem Kur’an’ın psikolojik etkisini hem de edebî söylemin insan ruhuna nüfuz eden yönünü ihmal eden bir bakışa sebep olmuştur. Oysa belagat, yalnızca sözün güzelliğini değil, insanın iç dünyasıyla kurduğu iletişimi de anlamaya yöneliktir.
Bu eser, klasik belagat anlayışını çağdaş psikoloji ve edebiyat teorileriyle yeniden buluşturmayı amaçlayan fikirlerden esinlenmiştir. Emin el-Hûlî, Ahmed Şâyib, Muhammed Nâci, 'Izzuddin İsmail ve Ahmed Matlub gibi modern dönemin yenilikçi düşünürlerinden ilhamla belagatın ruhsal ve bilişsel boyutlarını araştıran bu kitap, sözün insan üzerindeki etkisini psikolojik bir derinlikle yeniden yorumluyor. Böylece belagat, yeniden bir dirilişle insanın duygu, düşünce ve davranış dünyasını anlamada güçlü bir anahtar olarak konumlanıyor.