Akıllarından geçen bin bir düşünce ile kafataslarının içi nar taneleri gibi olmuştu. Yarsan kafataslarını içinden bin tane dağılıverecekti. Kafataslarının dışındaki organlarının da pek ümit verici bir görüntüleri yoktu. Bütün organlarıyla bin parça gibi dağınık duran kadın ve adam paramparça olmuş bankın üzerinde bankın herhangi bir parçası gibi öylece hareketsiz duruyorlardı. İkisi de görebilmelerine rağmen yan yana duran birbirlerinden ziyade, karşılarındaki manzaraya boş gözlerle bakıyorlardı. Manzaranın da kendilerinden çok farkı yoktu. Zihinleri ve bedenleri gibi paramparça olmuş manzaranın adı “İnsanlığın Sonu” olmasa bile “Bu İnsanların Sonu” manzarasıydı.