Odo doğduğunda öğrenir yıldızları koklamayı çünkü köpekler yıldızlara aittir. Annesi daha
yavruyken önce bunu öğretir Odo’ya ve kardeşlerine. Sirius, Büyük Köpek Yıldızı’ndan
başlar yıldızlara bakmaya. Sonra Odo karton bir kutuyla ailesinden ayrılıp yeni bir
yolculuğa çıkar. Kendisini bir insan ailesinin evinde bulur, insanları kendi ailesi bilir. Fakat
işler beklediği gibi gitmeyecek, Odo kısa süre içinde kendini kumsalda tek başına bulacak
ve türlü maceralardan geçerek insan ailesine ulaşmaya çalışacaktır.
Kayıp bir yavru köpeğin gözünden anlatılan hikâye; ev, aidiyet ve dostluk kavramlarını
sorgularken sokak hayvanlarının yaşamına da çok yakından bakıyor. Odo yolunu bulmaya
çalışırken yıldızlara bakıyor, dünyayı kokluyor. Okuyucu da Odo ile birlikte hem maceralı
hem de farklı duygular yaşatan bir yolculuğa çıkıyor.
Her bölüm, bir yıldızın rehberliğinde ilerliyor: Sirius’un bilgeliğinden Bellatrix’in
cesaretine, Deneb’in umudundan Vega’nın sevgisine… Odo’nun hikâyesi, gökyüzüyle
yeryüzü arasında köprü kurarken; çocuklara empatiyi, sadakati ve doğayla uyumu zarif bir
anlatımla aktarıyor.