Bu resim, genç adamın neşelenmesine sebep
oldu. Fakat modern ressamların espri anlayışı
en yüksek olanının dahi böylesine gülünç bir
şey yaratmayacağını söylemek lazım… Zaman
bu naif resmi yıpratırken, bilinçli flanörleri
endişelendirmesi gereken bazı belirsizliklerle
onu daha da grotesk hale getirmişti.
Balzac neredeyse 200 yıldır okurları büyüleyen,
tamamlanmamış büyük tasarısının ilk kitabı olarak
İhtişam ve Mutsuzluk’u tayin eder. Toplumsal yaşamın
bilinçdışını kateden gerçekçi tasvirleriyle, ressamı
ve eserini sınıflararası sınırları aşan bir rasathaneye
dönüştürür. Aristokrasi, burjuvazi, tüccarlar ve çeşitli
halk kesimleri sanatı “sosyal sermaye” olarak tüketirken
kendi dünyalarını, değer sistemlerini bize açık ederler.
Ressam Théodore’un genç bir burjuva kadınla evliliğinin
merkezde olduğu bu novellada Balzac’ın roman
dünyasının yapıtaşları son derece özlü bir şekilde
karşımıza çıkar. “Toplum” denilen bütünün hikâyeyi
yazdığı bu anlatıda sanatın ihtişamı ve insan ilişkilerinin
açmazları görünmez iplerle sahneyi dokur.
1842 Temmuz’unda Balzac İnsanlık Komedyası’na
yazdığı genel girişi şöyle bitirir:
Toplumun aynı zamanda tarihini ve eleştirisini,
kötülüklerinin çözümlemesini, ilkelerinin
tartışılmasını kucaklayan bir tasarının
büyüklüğü, yapıtıma bugün yayımlandığı
başlığı koyma hakkını bana veriyor sanırım:
İnsanlık Komedyası. İddialı mı? Doğrunun ta
kendisi mi? Buna, yapıt tamamlandığında
okurlar karar verecek.