Vatanı işgal altındayken, Hümâ, geride bıraktığı huzurlu günlerin anılarıyla ayakta kalmaya çalışıyor. Her adımda, yıkılan evlerin gölgesinde, ihanete uğramış bir coğrafyanın soğuk yüzüyle sınanıyor. Bu hikâye, sadece bir kaçışın değil, aynı zamanda bir çocuğun kalbinde büyüyen sarsılmaz bir sorumluluğun hikayesidir. Kaybın derinliği karşısında, “Ben hayatımı geri istiyorum!” diye haykıran bir ses, savaşın ortasında hayatta kalmanın bedelini soruyor. Hümâ’nın hikâyesi, binlerce benzeri gibi yaşamak için yurdunu terk etmek zorunda kalanların gözyaşlarıyla yazıldı. Hümâ’nın bu zorlu yolculuğuna tanık olun! Onun cesareti sizi de yeniden ayağa kalkmaya zorlayacak.