Hicret, manevi inayet rehberliğinde ve bir kriz yönetimi stratejisi dâhilinde gerçekleşmiş sıra dışı bir hadisedir. Mekke’deki hicrete hazırlık aşamasından o zorlu sefere, Kubâ köyündeki geçici konaklamadan Medine’deki Mescid-i Nebevî’nin inşasına kadarki tüm süreçler, bu olayın sıradan bir hadise olmadığını göstermektedir. Bu kutlu seferin, şairlerin sadırlarında neye tekabül ettiğini ve satırlarına nasıl yansıdığını görmek bize daha anlamlı gelmektedir. Bu manzume de siyer-i Nebî’nin önemli merhalelerinden biri olan hicreti anlama gayretinin tezahürüdür. Hicretname, nebevî yolculuğun gönlümüzdeki tesiri, lisanımızdaki terennümüdür.