Her kitabın bir öyküsü vardır ya, bu kitabın öyküsü de “Eğer bir gün Peygamberimiz ziyaretimize gelse” diye düşünmekle başladı. Gençler bunu hiç düşünmemişlerdi. Bu soruyu sorduğum her öğrenci heyecandan titredi önce. Duraksadı. Kiminin gözleri bulut bulut oldu. Aradan geçen yüzyıllara rağmen onun adı anılınca hala hızla çarpıyordu yürekleri. Hatırası hala sıcacık duruyordu.
Biri heyecandan titreyen ellerini saklamaya çalışırken “Düşüp bayılırdım herhalde” dedi. Sonra… Sonrası bir kaç damla sıcacık gözyaşı. “Boynuna sarılıp doya doya koklardım,” dedi diğeri “Gülden daha güzel kokuyormuş”.