Bir bütün olarak insanlık son yüzyılda, demokrasi, liberalizm, sosyalizm ve kapitalizm gibi pek çok siyasal düşünce ve harekete tanıklık etmiş, ancak muhteşem fikirlerine rağmen, bu hareketlerden hiçbiri, insanlığa vaat edilen mutluluğu getiremediği gibi, daha da kötüleşmesine neden olmuştur. Artık insanlığın yeni bir devrime ihtiyacı vardır. Ancak bu yeni devrim, ne siyasi, ne ekonomik, hatta ne de teknik bir devrim olacaktır. İnsanlığın ihtiyacı olan son devrim, ahlaki ve manevi bir devrim olacaktır.
İşte başta ilahiyatçılar olmak üzere, dinin bu gücünün farkında olan kişiler, bir taraftan dinler arası diyalog çalışmalarını yürütürken, bir taraftan da küresel ahlak projesiyle insanlığın ortak sorunlarını çözmeye çalışmaktadırlar. Artık insanlık, dünya çapında geleceğin barış ve huzurunun, dinlerin ortaya koyduğu ahlaki prensiplere göre hareket etmek gerektiğini kavramış durumdadır.
Ünlü ilahiyatçı Hans Küngün belirttiği gibi;
Dinler arasında barış olmadan, milletler arasında barış yoktur.
Dinler arasında diyalog olmadan, dinler arasında barış yoktur.
Küresel ahlak standartları olmaksızın, dinler arasında diyalog yoktur.
Dindar ya da dindar olmayan kişilerce desteklenmeyen bir dünya ve küresel ahlak olmaksızın da, gezegenimizin varlığını devam ettirme şansı yoktur.
İşte bu kitap, dünya nüfusunun % 85inin kabul ettiği dinlerin, ahlaki ilke ve değerlerini ortaya koymaktadır.