Bu kitap, ahlaki eylemlerin sürekliliği ve motivasyonunu, bireysel farklılıkların hesaba katıldığı bir bağlamda ele alarak “canlılık” kavramını yeniden düşünmeye davet etmektedir. Aristoteles’in erdem, haz ve akıl yürütme ekseninde şekillenen phronêsis anlayışı; Nussbaum’un yapabilirlik yaklaşımı ve değer yargılarının temeline duyguları yerleştiren kuramı; Lipman’ın P4C pedagojisi üzerinden geliştirdiği diyalog temelli düşünme modeliyle birlikte okunarak ahlaki eylemin teorik temelleri ortaya konulmaktadır.
Kitap, yalnızca felsefi kuramları tartışmakla kalmamakta; aynı zamanda İstanbul’da yürütülen felsefe atölyeleri aracılığıyla bu kuramların çocuklarla yapılan pratik uygulamalarla nasıl kesiştiğini göstermektedir. Katılımcıların duygu ve düşüncelerini ifade etmeleriyle gelişen dinleme, anlama ve başkasının gözünden bakabilme kapasiteleri üzerinden ahlaki eylemlerdeki canlanma, pedagojik bir zemin üzerinde tartışılmaktadır.
Ahlaki eylemin canlılığına ilişkin bu soruşturma, bireysel farklılıkların ve toplumsal bağlamın birlikte düşünüldüğü, duygularla aklın bütünlüklü olarak ele alındığı teorik ve pratik bir çerçeve sunmaktadır. Eğitim felsefesi, ahlak felsefesi ve pedagojik uygulamalarla ilgilenen araştırmacılar için özgün bir katkı niteliği taşımaktadır.