İnsanlar tarih boyunca çeşitli sebeplerle finansmana ihtiyaç duymuş, bu ihtiyacı karşılamak için farklı yöntemler geliştirmiştir. İslam hukukundaki açık faiz yasağı, Müslüman toplumları faizsiz finansman yollarını aramaya yöneltmiştir. İslam’ın ilk dönemlerinde maddi kazanç gözetilmeksizin verilen borç, yani karz-ı hasen, bu ihtiyacın başlıca çözümü olarak görülse de zamanla uygulamada geri planda kalmış ve Müslüman toplumlar farklı yöntemler arayışına girmiştir. İşte bu arayışın bir ürünü olarak geliştirilen yöntemlerden biri de bey‘u’l-vefâ akdidir. Satılan malın daha sonra geri alınması şartına dayanan bey‘u’l-vefâ akdinin klasik dönem uygulaması, modern dönemde özellikle katılım finans uygulamalarındaki bazı ürünlerin temelini de oluşturmaktadır.
Elinizdeki bu eser, İslam hukukunda ve İslam iktisadında önemli bir yere sahip olan bey‘u’l-vefâ akdinin ortaya çıkışını ve tarihi süreçte geçirdiği dönüşümünü incelemektedir. Çalışma, özellikle Hicri IV-VII. yüzyıllar arasında Mâverâünnehir bölgesindeki Hanefî fakihlerin yaklaşımlarını ele almakta; mezhepler arasındaki farklı görüşlere ise genel bir çerçeve sunmakla yetinmektedir. Bu sayede bey‘u’l-vefâ akdinin hem tarihsel bağlamı hem de ilmi tartışmalar içerisindeki gelişimini anlamaya yönelik kapsamlı bir çerçeve sunmaktadır.