Gencecik birer fidan ve ideallerini yaşamak uğruna Fakültelere kayıt yaptıran bir genç düşünün;gözleri pırıl pırıl,hayat ve coşku dolu azimleriyle kariyer yapacakken kampus dışına itilmiş,ötelenmiş insanlarımız,genç beyinlerimiz Sakarya Türküsünde anlamını bulan Vicdan azabına es, kayna kayna Sakarya,Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya! Mısralarındaki gibi garipleştirilen bu insanlarımızın Üniversite okuma ve kariyer yapma arzusuyla vatanlarına,sevdiklerine,özlemlerine ve hatta çocukluklarına hasret kalarak yurt dışına çıkışlarından tutun da orada yaşadıkları sıkıntılara kadar bir çok şeyi kendi ifadeleriyle kayıt altına alan ve vesika niteliği taşıyan bu başörtüsü mağdurlarının bir gurbetten bir başka garip belde ya da beldelere kaçışlarına üzülerek şahit olacaksınız.Vesika niteliği taşıyor diyoruz zira bu sıkıntıları yaşayan bu kardeşlerimizin kendi kalemlerinden yaşadıklarını gözlemliyeceksiniz.

Yazarın sosyolog ve pedagog oluşu nedeniyle profesyonel yaklaşımı ve ropörtaj kisvesi ile akıcı bir uslüp kazandırdığı eserde yazarın da aynı dertten muzdarip ve bir çok mağduriyete düçar kalmış bir başörtüsü mağduru oluşu ve aynı zamanda yazarın popüler ilk kitabı Psikolojik Bir İşkence Metodu Olarak İkna Odaları isimli eserin devamı şeklinde oluşu gibi bir çok etken göz önünde bulundurulunca inanç konusunda duyarlıyım diyebilen herkesin okuması gereken bir eser